sen ve ben...
biraz küs, biraz barışığız
dokunuyorum yüzüne...
martı uçuşunda yüreğim.
ne kadar korkusuzca bakmışsın ufka sen.
el eleyiz çatlatırcasına...
arka fonda felicita...
buruşmuş biraz da yırtılmış bir zarf
resimlerin arasından çıkıyor karabatak telaşında
ah! bu nasıl bir veda...
darmadağın el yazında ezberlediğim ayrılık,
ilk aldığımdaysa umut taşmıştı geceden.
nerden bilirdim ki,
sessizliği yırtacak ahlarım, çığlıklarım...
sevmemişsin hiç beni...
hoşmuşum ama o kadarmışım.
fazlaymışım azlıklarında...
iç çekişim sevdama değil aslında.
unutamadığım bakışlarına.
gözyaşlarım tozunu aldığında anılarımın
karıştırdım tüm sandığı,
biraz mutluluk biraz hüzün...
döktüm eteğime geçmişimi.
ne varsa hepsini fırlattım, attım denize
yürüyüp dalgalar edasında kumlarda
silkeledim eteğimdeki seni, sevgimizi.
önce çocukluğumu aldı dalgalar
sonra gençliğimi,
en sonunda sevdiğimin tüm izlerini.
dalgalar...
dalgalar...
kudurup kudurup
köpük köpük
şahmeran ağzıyla yuttular.
elimde boş bir sandık...
bir hayat daha mı istesem tanrılardan
acaba mutluluk ıslıklarıyla salınan aşkı doldurur mu?
belki biraz umut, biraz aşk dilenmeliyim paseidondan
üç dişli yabasıyla vurup denize
depremler yaratsın yüreğimde
koca yarıklardan çıkıp gelsin
tuzlu da olsa hazırım gelen aşka.