savaşın her türlüsü kötüdür. vatan millet sevgisi elbette bakidir fakat yirmili yaşlardaki gencecik evlatların ölmesi hiç bir nedeni haklı kılamaz.
yavuklusu olanlar mı dersin, hayalleri olan mı, annesiyle yalnız yaşayıp ona bakanlar mı dersin, okumak isteyen mi, belki hiç hayatında denize giremeden ölüp gidenleri düşünün, yeni çıkacak filmleri izleyemeyecek, kitapları okuyamayacak olmalarını..belki de bazıları hiç araba kullanamadan nasıl bir duygu olduğunu bilemeden ölecek, belki de hiç sinemaya gidememiş olanlar olacak hayatında merak edip bir gün gitmek isteyen, belki sevdiği kızı başkasına verecekler o cephede ölüp gittiğinde, hayatında hiç oltayla balık tutmadan yitip giden bedenler olacak, belki hiç facebook hesabı açamadan ölenler. soruları çalınmış haksızlık kokan kpss sınavına bile girmeye fırsat verilmeden kaybedilen gençler olacak. arkasında kalanların durumunu saymıyorum bile.
bu ne padişah ne de devlet başkanının verdiği kararın haklılığına ortak olmayacak. ülken için savaşmak başka, başka ülkelerin isteği için ölmek bambaşka! cephede özgürlüğün için savaşmak başka, tanımadığın milletlerin insanı için ölmek bambaşka.
senin atan anzak askerine "ne işin var burda be çocuk?!" derken sen atanı unutup başkalarının anzak askeri olmaya yeltenme Türk çocuğu.
yirmili yaşlarında gencecik bedenlerin daha göreceği günler var, daha yaşayacağı üzüntüler mutluluklar hayaller var, daha tutacağı oruç kılacağı namaz var! savaş yanlısı olup da köreltmeyin kalplerinizi vatan sadece cephede kurtarılmaz, okuyup (öyle kuru kuruya değil) adam olmak ve vatanını diğer uluslardan üstün kılacak çalışmalar için taşın altına elini sokarak aklını kullanarak da kurtarılır.