aşk belirtileri

entry430 galeri
    330.
  1. eğer ;

    onu hatırladıkta başı göğe ermişçesine ya da asansör boşluğuna düşmüşçesine ürperiyorsa yüreğiniz;
    ömrü saatlere sıkışmış bir kelebek telaşıyla,
    o hüzünden bu neşeye konup kalkıyorsanız gün boyu nedensiz;
    ve her konduğunuzda diğerini iple çekiyorsanız bu hislerin;
    onunlayken pervaneleşen yelkovanlar, onsuz mıhlanıp kalıyorsa yerine, bir akrep kadar hain;

    sınıfta, büroda, yolda, yatakta içiniz içinize sığmıyor,
    ondan söz edilince yüzünüz, sizden habersiz, mis kokulu bir ekmek dilimi gibi kızarıyor,
    mahcup somurtuyor veya muzip sırıtıyorsa,

    ve o her durduğunuz yerde duruyor,
    her baktığınız yerden size bakıyor,
    siz keyiflendikçe gülüp, hüzünlendikçe ağlıyorsa;

    dünyanın en güzel yeri onun yaşadığı yer,
    en güzel kokusu bedenindeki ter,
    en dayanılmaz duygusu gözlerindeki kederse;

    hayat onunla güzel ve onsuz müptezelse;
    elmalar pembe, kiremitler pembe, gökyüzü, yeryüzü, onun yüzü pembeyse,
    kışlar ilkbaharsa, yazlar ilkbahar, güzler ilkbahar;

    her şiirde anlatılan oysa; her filmin kahramanı o;
    her roman ondan söz ediyor, her çiçek onu açıyorsa&;

    bir anlık ayrılık, bir ömür gibi geliyor
    ve gider gitmez özlem saç diplerinizden çekiştirip beyninizi acıtıyorsa,

    iştahınız kapanıyor, iştahınız açılıyor, iştahınız şaşırıyorsa;
    iştahınız, hasret acısında bile karşı konulmaz bir tat buluyorsa;

    eliniz telefonda yaşıyor, işaret parmağınızla ha bire onu tuşluyor,
    dara düştüğünüzde kapıyı çalanın o olduğunu adınız gibi biliyorsanız;

    mütemadi bir sarhoşluk halinde, her çalan telefona o diye atlıyor,
    vitrindeki her giysiyi ona yakıştırıyor,
    konuşan birini dinlerken ;keşke o anlatsa; diye iç geçiriyorsanız;

    kokusu burnunuzdan, sureti gözünüzden, sesi kulağınızdan, teni aklınızdan silinmiyorsa bir türlü;
    özlemi, sol memenizin altında tek nüsha bir yasak yayın gibi taşıyorsanız gün boyu;

    hem kimseler duymasın, hem cümle alem bilsin istiyorsanız;

    onsuz geceler ıssız, sokaklar öksüzse;
    ayrılık ölüme, vuslat sehere denkse;

    gamze gamze tebessüm de onun içinse, alev alev öfke de;
    bunca tavır, onca sabır ve nihayetsiz kahır hep onun yüzü suyu hürmetine;

    uğruna ödenmeyecek bedel, gidilmeyecek yol, vazgeçilmeyecek konfor yoksa;

    dışarıda yer yerinden oynuyor ve ;içeri;de bu sizi zerrece ilgilendirmiyorsa,
    nedensiz küsüyor, sebepsiz affediyorsanız
    ve bütün bu hallerinize siz bile akıl erdiremiyorsanız

    kaybetme korkusu, kavuşma sevincinden ağır basıyorsa
    ve aşk, gurura baskın çıkıyorsa bu yüzden her daim;
    gece yarısı kadim bir dost gibi kucaklayan tanıdık bir şarkı, bütün acı sözleri unutturmaya yetiyorsa;

    her gidişte ayaklarınız ;geri dön; diye yalpalıyorsa ve siz kendinize rağmen dönüyorsanız,
    sınırsız, sabırsız, doyumsuz bir tutkuyla;

    o halde bugün sizin gününüz!..

    çok yaşa;yın ve de ;siz de görün;üz.

    en sevdiğimdir ve bundan daha iyi bir açıklama varsa yazarlığı bırakırım.

    Can Dündar
    0 ...