dünkü bölümle beraber "dönem dizisi" kimligini tamamiyle kaybetmis bir dizidir malesef su asamada. haftalardir yaziyorum ayni seyleri, tekrar yazmak istemiyorum gerci ama benim gibi arka plandaki fon icin yani siyasi olaylarin, kisilerin ete kemige dönüstügünü görmek amaciyla diziyi izleyenler icin gercekten de tahammül sinirlari aci vermeye basladi artik. 25 bölüm önce ciktiginda dönem dizisi olarak, ekrandaki onlarca ayni cizgideki dizinin arasindan gayet güzel siyrilarak, bu televizyon ekraninda kaliteli bir seyler izleyebilmis olmanin verdigi o essiz hazla oturuyorduk her hafta ekran basina. 50'li yillari anlatirken hem bir seyler ögreniyor, hem gayet seviyeli bir ask hikayesi izliyor, hem de yakin tarihimizin en karanlik dönemlerini, kitaplardan okumayanlar icin ögretmenin yolunu buluyorduk. menderes dönemi son derece basarili yansitiliyordu 15 bölüm boyunca ve 15. bölümün sonunda hikaye'nin 60'li yillardan itibaren devam edeceginin müjdesi veriliyordu. ekranda deniz gezmis'in resmi ve arkada calan harika "sevdamiz bir uzun bakis" sarkisiyla. vay be diyorduk, helal olsun adamlara tarafsizlik sözlerini tutuyorlar, cidden hakediyorlar tüm övgüleri.
ikinci dönem basliyordu 16.bölümle beraber yani 6 yil sonrasi. dizinin ilk bölümdeki basarisindan sonra heyecanla bekliyorduk yeni olaylari. gerci ilk bastan itibaren biraz cizgi degismis gibi görünüyordu, sanki ask mesk olaylarini biraz fazlalastiriyorlar mi ne? yok canim, olur mu öyle sey. elbetteki kavusamayan asiklar olacak ama arka planda yansitilan olaylar yine süper olur hic meraklanma sen... diye diye 10 bölüm gecirdik. ne gördük, ne ögrendik soruyorum kendime. cevap kocaman bir hic oluyor malesef. menderes dönemini gayet basarili olarak yansitan yapim ekibi deniz gezmis olayini ya yansitmiyor yada yansitamiyor bir seylerden cekindigi icin. hal böyle olunca da dün geceki gibi gayet normal, gayet bildik, 60'li yillarin ikinci sinif yesilcam filmlerini izliyoruz. iste yazinin basinda dün aksamki bölümden sonra "dönem dizisi" olma özelligini tamamiyle kaybetmistir demem bundan dolayi.
ilk kisimdan sonra birakacaklardi ve bizde bundan 50 yil sonra "ya zamaninda hatirla sevgili diye bir dizi vardi, sahaneydi" diyecektik. simdi olsa olsa "kavusamayan sevgililer" olur bu saatten sonra, kimsede adini anmaz bitince, unutulup gitmeye mahkum ettiler cünkü diziyi. millet olarak aciyi cok severiz ya zaten biz, en güzel ask kavusamayanlarin askidir ya hani, bir film ne kadar aglatiyorsa, o kadar güzeldir ya hani hatta "ya bi agladim, bi agladim sorma o kadar güzel bir filmdi yani" seklinde yapariz ya elestirmemizi... iste yapimcilar da bunun fazlasiyla bilincinde olduklari icin bu hale getirdiler diziyi...