çok sevgili bir dostumun tavsiyesiyle okuduğum ve hayran kaldığım romandır. arka kapağında "edebiyatla düşünülebileceğini gösteren kitap" gibi bir cümle geçmekte, ki benim de son dönemde edebiyattan anladığım ve beklediğim bu idi. hayran kalışımın sebebini bununla açıklayabilirim.
her şey bir tarafa eser bir roman olarak ileri düzeyde bana kalırsa. hiç karşılaşmamış karakterleri aynı romanın karakteri edebilmek, o dönemin havasını yansıtabilmek, o insanların fikirlerinden yola çıkarak ruhsal portreler çizebilmek ustalık isteyen işler. isminde nietzsche geçiyor diye nietzsche'yi anlatmak, tanıtmak zorunda olmadığına inanıyorum. ki zaten nietzsche'yi, freud'u, lou salome'u bir romandan öğrenmeyi beklemek ne kadar doğru olur bilinmez. neticede ne olursa olsun, o kişileri değil de yalom'u okuyoruz kitabı okurken.