bir an durakladı.. çarptığı şeye baksın mı-bakmasın mı - bilemedi. zaten şu aralar çok garipti. her şeye siktir çekmiş bir havası vardı. en sonda kararını verdi. neye çarptığının bir önemi yoktu, dolayısı ile bakıp-bakmaması da bir şeyi değiştirmeyecekti. selpakını çıkardı, deminki hapşırmadan arta kalan sümük-balgam kalınıtılarını sildi. yoluna devam etsin mi-etmesin mi araslnda gidip geliyordu. en sonda bunun da önemsiz olduğunu anladı ve köşedeki kaldırım taşının üzerine oturdu. oturmadan önce asfalta balgamlı bir tükürük zerk etmesini de ihmal etmedi. gülümsündü ve sigara yaktı.