gerçekliği bulunmayan bir belge, daha doğrusu rivayet üzerinden dönen tartışma.
bu iddiayı, yani atatürk'ün krala böyle bir mektup yazdığı iddiasını gündeme getiren nevzat yalçıntaş'tır. ancak aynı yalçıntaş iddiasına ilişkin, ortaya tek bir belge dahi koyamamıştır. bununla kalmamış, kimi rivayetlere göre, yakın çevresine "atatürk'ü sevdirmek için bir yalan uydurduğunu" söylemiştir. bu rivayeti bir kenara bıraksak bile, bu mektuba ilişkin tek bir belgenin olmaması her şeyi açıklıyor aslında.
ayrıca, atatürk'ün gerçekçi birisi olduğunu göz ardı etmemek gerektiğini düşünüyorum. binbir imkânsızlık içerisindeki ordu ile fransız ve ingiliz birliklerinin bulunduğu topraklardan geçip hz. muhammed'in mezarını kurtaracağına inanmak ya atatürk'ü tanımamak, ya harita bilgisi eksikliğinden, ya da dönemi bilmemekten geçer.
tüm bunlara ilave olarak, mustafa kemâl atatürk'ün hırka-i şerif hakkında kullandığı, müslümanların hoş karşılamayacağı sözler var. yazmak istemiyorum. meselenin belgesiz bir rivayetten ibaret olması, atatürk'ün kişiliği ile bağdaşmaması bir yana sırf kutsal emanetler hakkında söylenen söz bile bu iddianın külliyen yalan olduğunu gösterir.
tarih hatalarına değinmiyorum bile mektup iddiasındaki.