ilginç bir dünya kupası oldu. her gün televizyonda spor programlarında duyduğumuz "değişen futbol ekolü" nü en iyi şekilde tespit edip de anlayabildiğimiz bir kupa oldu kısacası.
her türk erkeğinin hayali 4 senede bir düzenlenen dünya kupasıdır. yaza adım atıldıkça heyecanlanır. "eve kapanıcaz, biraları cipsleri stoklayıp arkadaşlarla muhabbet ede ede tüm maçları izleyeceğiz" denir. ortam hazırlanır. çoğunlukla iş çıkar olmaz. oldu mu tadından yenmez.
bu sene böyle bir ortama girmiş olmakla birlikte yaşadığımı kıvancı anlatamıyorum. anlatamıyorum çünkü cidden anlatamıyorum. ortamın içine eden bir kanal 1 ekibi adam gibi bir heyecanı bile yaşatmadı çünkü. maçlar başlayacak gana - çek cumhuriyeti. efsane olacağı dünden belli. maçtan yarım saat öncesine kadar brezilyalı hatunların kalçalarını, isveçli kızların göğüslerini izledik. magazin basınına da yenik düştük kanal 1 de. hayır eğer bu izleyici çekmek içinse çok komik. erkek adam futbol maçı arasında ya da başlamadan önce neden göt göğüs görmek istesin? ama eğer bu yapılanlar ciddiye hiç komik değil. hatta acınılası bir durum.
maç başlamış ümit aktan hala konuşuyor, arka ekrandan görüyoruz ulan. adamlar gaz olmuş, bağıra bağıra milli marşlarını söylüyorlar. bizim aktan "sen daha babanın portakalında vitamindin o dünya kupasında bik bik" ddiyip stüdyoya getirdikleri ne amaça hizmet ettiği belirsiz kızla dalga geçiyor. maç arası hooop samba de samba. canlı capcanlı. bilimum kadınsal figürler, "işte brezilyalılar bizim için samba yapıyor, isveçli kızımız bize gülüyor, türk erkeklerine selam yolluyor bik bik bik"...
sunuma gelirsek spikerler çok kötüydü. "gökhan telkenar" a çok iyi spiker diyenleri duyuyorum buradan. şu memlekette ne kadar spikerlik yapamayacak adam varsa getirilmiş o koltuğa. emre tilev? utanç verici. daha diksiyondan nasibini alamamış adam dünya kupası sunuyor.
bir diğer komedi tek kanal sorunsalı. tüm kupanın en iyi maçı olarak adlandırılan, 3 sarı kart şaibesinin olduğu avusturalya - hırvatistan maçını vermek yerine brezilya - japonya gibi bir maçı gösteriyorlar. oo hoş, brezilya, kaka adriano, juninho, ronaldo vs vs. ulan adamlar diğer maçta grupta ölüm kalım mücadelesi veriyorlar. bizimkiler hala samba peşinde. iki takımnda amacı kalmamış ( ki brezilya garantilemiş üst turu garantilemiş, japonya ise elenmişti) formalite oynuyorlar.
kanal 1 denilen yayın kuruluşuna kaç mail attığımı bilmiyorum. başta kibarca, efendice yazdım. laftan anlamadılar. sonra işin içine analarını bacılarını karıştırmak istedim. utandım, yapamadım.
gelelim futbol olayına. kupanın en yazık olan ülkeleri ispanya ve hollanda idi. ispanya her dünya kupasının talihsiz ismi. admaların şansı tutumuyor ki tüm kadrodaki oyuncuların bonservisi ile galatasaryın 10 senedir uğraştığı stadı 1 ayda bitirirsin. ama olmuyor. demek ki yıldızlar karması olmak zafere ulaşmak için yeterli değil. ispanya bir hollanda 2 zaten.
arjantin kupanın tam anlamı ile favorisi idi. en altın çağlarında, bilinen ama bilinmediği varsayılan, sebeplerden kupayı alamamaları ise üzücü oldu.
fransnın grubundan 0 puan alıp da evine dönmesi gerekiyordu ki finale çıkmaları bize futbolun adaletinin olmadığı gösterdi. teknik direktörlerinde iş olmamasına karşılık iyi piyasa yapmış oldu.
turnuvanın açık ara en iyi kalecisi petr cech idi. çek cumhuriyetini gana maçında nerden baksanız 8-0 bitmesi gereken bir skordan kurtarması bile yeterli idi. çeklerin şüretmesi gereken adam oldu. chelsea nin ne kadar doğru bir seçim yaptığının da göstergesi idi.
en iyi defans bence cannavaro idi. adam maşallah şarap gibi. 35 küsür yaşında hala ayakta sapasağlam.
en iyi orta saha oyuncusu yine kanımca kaka idi. bu sezonun iyi geçeceğinin sinyalini bu dünya kupasında vermişti.
en iyi forvet ise miroslav klose. adam zor dakikaların kurtarıcısı. hakan şükür ün aşırı derecede gelişmiş ve teknik hali.
2010 da isteriz dünya kupasını yine trt alsınç adam gibiş yayınclık yapsın. türkiyemiz de katılsın. imkanımız olursa gidelim stadda biralarımızı içip de izleyelim. yüzümüzü kırmızı beyaz a boyayalım. 2002 de hasan şaş ın brezilyaya attığı golde olduğu gibi çıldıralım. delirelim.