Kamil!!
beni duyuyor musun?
şimdi nerelerdesin Kamil?
beni duymak zorundasın ,
sana seslenmem yakarma değil!
yalvarmak hiç.
bunu iyi bil Kamil.
ya örs olacaksın ya örse çekiç.
bir evimiz vardı hani,
temeli granitten.
munzurdan taşımıştık harcına suyu,
ustalar getirmiştik hudutlardan,
işçileri gönüllü,
kan pahasına yani.
evimiz güzeldi, şirindi,
sevdik, sevindik, sevindirdik,
seyrine hayran olduk,
üstüne titredik!
seyrin aldan da koyu,
ama seyrin niyeti belli,
seyirde sahtelik var!
Kamil niye haykırmaz sesin!
seyrime perde oluyor seyri beyazlar,,
Kamil Kamil nerdesin?
evi mekan eyledi kargalar kazlar,
yuvalandılar, yuvalanıyorlar
çatıdan başladılar,
çatıyı oynattılart,
bizim çatı ki tipilere meydan okurdu.
ferman çıkarırdı kasırgalara.
çatıyı taşladılar.
çatı delindi.
yuvalandılar, yuvalandılar.
kargadan baykuşa sinekten üveze kadar.
çatı gücünü yitirdi,
misyonunu bitirdi.
haşereler için bir indi artık.
çatı delindi,
su sızıyor içeri.
kar suları yağmur suları,
itelemeden açılıyor kapı,
geri geri,
giren girene içeri.
şimdi ne etmeli deme Kamil.
menteşeleri yenile,
kilitleri onar,
öyle bir onar ki,
uymasın her anahtar.
bilesin ki bizim ev;
ne Dom Kilisesidir
ne de Mevlana Tekkesi
temele oynuyorlar Kamil,
temeli kurtar,
şunu iyi bil Kamil,
çatı temele uygun değil.
temele oynuyorlar,
temeli kurtar.
unutmak istemiyorum.
birde sözüm ona kahramanlar var.
renkli,cilveli,
ele düşman sevdaya küskün,
dostluğa inat,
çile anası kahramanlar.
her biri bir kenedir,
ama kelepir
günü gelirse,
ki gelecektir,
anlatacağım bir bir......