üniversiteye başlayana kadarki 12 senelik eğitim hayatım boyunca hiç tökezlemedim. çoğu zaman sınıfın en iyisiydim, kafam basıyordu, başkalarından daha az çalışarak iyi sonuçlar alabiliyordum. zekaya değil kafamın rahat olmasına, kişiliğimin rahat olmasına bağladım bunu daha çok. mutlu mesut yaşadım yani.
sonra sınav sonuçları, msgsü mimarlık, beklediğim sonuç, istediğim sonuç, her şey güzel. biraz bakayım insanlar neler yazmış dedim, ''4 senede bitirmeye uğraşmayın, bitiremezsiniz'', ''geceleri uyumayıp hayvan gibi çalışmanıza rağmen kalıcaksınız'', vs. yok canım o kadar da değildir? diyorum kendi kendime, bi taraftan da neyse canım ne olacak filan diyorum. o öyle neyse canım değilmiş işte.
ilk sene, iki dönem de ders bırakmadım. çatır çatır verdim hepsini. öyle çok iyi bi ortalamayla değil ama okula göre iyi sayılacak bi ortalamayla kapattım seneyi. arkadaşlarımın bi bölümü uzattı bile okulunu. hepsi birbirinin önkoşulu olan proje derslerinin ilkinden kalarak. neyse bende her şey yolunda.
ikinci senenin ilk dönemi kopardım kayışları. hayatımda böyle yoğun bir dönem başkasında ne gördüm, ne duydum. 4 tane proje dersi, bu demek oluyor ki her hafta o projeleri ilerletip hocana göstereceksin, bu da demek oluyor ki her proje için en azından haftanın iki gününü ayıracaksın, 4 x 2 = 8 ? üstüne bi de 2 tasarım projesi neyse - zaten o ikisini verebildim sadece - 2 tane de hayvani detaylar çizilecek ders var. daha 3. dönem, yeni öğreniyorsun bunları. üstüne bir de o projemin birine yeni hoca olmuş, benden de az şey bilen gerizekalının teki, diğerine de mimarlıktan mezun ama 20 senedir iç mimarlık yapan, daha taşınması için kolonlarımı bile nasıl yerleştirmem gerektiğini anlatamayan dışardan bir hoca girdi. sonuç: ilerleyemediğim için teslimlerden 1 ay önce birini kendim bırakarak okulu kendim uzattım, diğerini de teslim ettim ama geçemedim. bi taraftan bırakmamalı mıydım acaba diye içim içimi yiyor, bi taraftan aileme anlatamıyorum çünkü anlamayacaklar, hayatımın en gergin 1 ayını yaşadım. sonrasında bıraktım değil, kaldım diyerek aileme durumu açıkladım. sert karşılamadılar, elbette üzüldüler ama bi şey demediler. ne desinler ki? çizim yapmaktan ağladığım zamanlar oldu, biliyorlar. sonuç: 2.90 civarı ortalama yaparken, dönem ortalamam 1.43 geldi, üstelik hayvan gibi çalışmışken. çöktüm, benden olmayacak mı acaba diye düşünürken - bölümde okulunu uzatmayan, o dönem 2'nin üstünde ortalaması olan 110 kişiden 10 kişi filan kaldı.
kabullendim, önemli değil bi dönem dedim. bi taraftan etrafımda ''bitirme zaten okulu, uzat uzatabildiğin kadar, öğrenciliğini yaşa'' diyenler, bi taraftan ''uzaması önemli değil, öğrenmen ve verimli geçirmen önemli, hiçbi önemi yok'' diyen hocalar, bi taraftan ''bi an önce okulu bitirip işe atıl'' diyenler, bi taraftan da istanbul'da okumam için hayvan gibi para harcayan ve iki küçük kardeşimi de okutan ailem. bundan dolayı da bazen önemsemeyen, bazen okul yüzünden depresyona giren, bazen uzamasın artık bitsin diyen, bazen başlarım ne önemi var bu kadar gerginliğe strese değer mi diyen, dengesizlikten ölebilecek bi insan oldum.
yine de her şekilde o kadar takmamaya başladım, bunun sonucunda bi dahaki dönem 3.18 ortalama yaptım. bi işe yaradı mı? hayır. bütün hayvani 5 saatlik proje derslerini çarşamba gününe koyan okul sayesinde, alttan ekstradan 3 dersim olmasına rağmen okulum yine uzamış gibi görünüyor, çünkü önümde 2 dönem + 1 diploma projesi dönemi kaldı ve o lanet dersler programa yani çarşamba günüme sığmıyor. buna rağmen bu dönem perşembe, ondan sonraki dönem pazartesi günüm boş. yine aileme açıklamam gereken bi durum, takmam gerekir mi gerekmez mi diye bi kararsızlık, gerginlik, gerginlik.
artık şöyle bir çözüm getirmeye çalışıyorum kendi kendime. stajlarımı bu yaz bitirmiş oluyorum. bi dahaki yaz çalışmaya başlayıp, o uzayan +1 senemi de bi taraftan okula gidip bi taraftan çalışarak geçireceğim. çalıştığım için daha da uzarsa artık beni boğaz köprüsünde bulabilirsiniz.
sonuç olarak - bir sonuç yok. iyi midir, kötü müdür, uzamalı mıdır, uzamamalı mıdır bilmiyorum ama - bu şekilde uzamaması gerektiği kesin. kimse kıçını yırtıp ona rağmen okulunu uzatmak zorunda kalmamalı. çok deli bi eğitim gördüğümüzden olsa bu neyse. ders programının düzgün ayarlanmaması, hocalar, bunlar olmamalı yani sebep. bende oldu, başkasında bundan sonra olmaz umarım. üniversiteye yeni girecek arkadaşları da girmeden soğuttuysam, kusura bakmayınız ama bu gibi şeyler bütün okullarda ve bütün bölümlerde başınıza gelebilir.