çok sevdiğim, deli gibi sevdiğim hatta beni karşısında saniyeler içinde harcasa da halen aklımdan çıkarmadığım biri var. o kadar çok hata yaptım ki geri dönüşlerini aldım. haketmediklerim de peşinde geldi. yapmadıklarımla suçlanmanın gururu ile aşkımın gücünü tarttım, üstüne üstlük gözümün içine bakarken o, dudaklarım titriye titriye, hayır dedim, ben yapmadım, dedim. inanmayacağını bile bile hiç kimseye yapmayacağımı düşündüğüm şeyi yaptım, arkamı dönüp çekip gittikten sonra yanına gittim. tekrar bitti demesini duymak için. çünkü bunun onun için günler belki de haftalar öncesinde bittiğini ilk saniye anlamış gibiydim.
sebepleri çoktu. benim gördüğüm sebepler de çoktu. her zaman onun klişe bir insan olmayacağına kendimi inandırmıştım. aynı zamanda onun beni sebepler ne olursa olsun terkedeceğini de adım gibi biliyordum. malum klişeler, malum sebepler işte. yalnız inanılmaz mutluyum. o hiç değilse vicdanına "benim yarattığım sebepleri" göstererek rahatlatıyor, güzel bir şekilde uyuyor ve birkaç gün sonra da unutuyor. sistem böyle çünkü. peki ya benim vicdanım?