kıyamet i aşk

entry18 galeri
    18.
  1. salona gittiğimde babam televizyon izliyordu. annem kuru fasülye, pilav yapmıştı. pilav tam istediğim gibiydi. ben şehriyeleri fazla pişmiş severim. sofrada yoğurt ve yeşil soğanda vardı. ben hemen sofraya oturdum. babam yemeğe başlamadan yemeğe kimse başlamaz. onun için babamın gelmesini bekledim. babam bir haber kanalı açıp geldi sofraya. gözüm kanalın saatine takıldı. saat 03:25 di. ama herkes normal davranıyordu. bende fazla üstelemeden babamın yemeğe başlamasını bekledim. babam yemeğe başladı. ben de hemen saldırdım fasülyeye. telefon çalmaya başladı. annem elinde su şişesiyle salona girdi ve gecenin bu saatinde hayırdır inşallah dedi. babam yerinden kalktı ve telefona ben bakarım deyip telefona yöneldi...

    babam telefonu açtı alo dedi ve hıçkırıklara boğuldu. onun o durumunu görünce boğazım düğüm düğüm oldu. kaşığı bıraktım ve ayağa kalktım. annem ne oldu ne oldu diye korkulu bir ses tonuyla babama soru soruyordu. babam hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. babam telefonu kapattı ve kız kardeşinin yani halamın öldüğünü söyledi.

    halam kanser hastasıydı. uzun süre tedavi görmüş fakat hastalığı atlatamamıştı. hastalığın son evresine gelince doktorlar evine gitmesini, son günlerini iyi geçirmesini tavsiye etmişti. hepimiz bu haneri bekliyorduk, kendimizi hazırlamaya çalışmıştık ama insan yinede ölüme alışamıyor işte. babamın o hıçkırıkları, o göz yaşları içimi parçaladı, yüreğim darmadağın oldu.

    amcamın oğlu geldi annemi ve babamı alıp gittiler. beni neden evde bıraktılar anlayamadım. sofrayı toplayıp odama gittim.

    sandalyeye oturur oturmaz kapı çaldı. heralde annemler bir şey unuttu diye düşünüp hemen açtım kapıyı. kapıdaki gülizardı. kucağında bir bebek vardı ve bebek ağlıyordu. bir zamanlar aşkından öldüğüm, peşinden koştuğum, elini tutarken ellerimin titrediği, aşkı tadınca bir çırpıda uzaklaştığım, gülizar.

    gülizar evin salonuna gidip bebeği bir kanepeye yatırdı. bebek ağlamaya devam ediyordu. bebeği yatırdıktan sonra gelip bana tokat attı. şok oldum, çok şaşırdım. daha bebeği çözememişken bir de tokat yedim. boynuma sarılıp ağlamaya başladı. neden onu terkedip gittiğimi, onu yüzüstü bıraktığımı, onun herşeyi olabilecekken neden hiç bir şeyi olduğumu sordu. kötü bir evlilik yapmıştı, kocasından şiddet görüyordu. arada çocuk olduğu için ve ailesinin onu kabul etmeyeceği için boşanamadığını söyledi. ağzım açık dinledim hiç bir şey söyleyemedim. bebeği kucağına alıp allah belanı versin murtaza diyerek kapıları çarpa çarpa gitti.

    o gittikten sonra anladım. bunlar benim ilk sınavımdı. kapı tekrar çalacak mı diye korkmaya başladım...
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük