çocukluğumdan beri toplu olduğum için annemi getirdiğim moddur. misafirliğe gideriz otururuz. neyse hoşgeldin beş gittin kadın muhabbetleri derken kekler, börekler, kısırlar çıkar meydana. verirler bir tabak ve olaylar gelişir.
-ne içersin yavrum?
-çay alim müzeyyen teyze.
-kaç şeker olsun?
(anne atlar) şekersiz içiyo müzeyyen o.
bu nedir şimdi? ben lafa girmeden şekerden direk uzaklaştırmak işte. sanki 1 tane şekerle topladım mk ben bu kiloları. neyse tabak biter 2. round başlar.
-var mı istediğin birşey tosun? bak canın ne çekiyorsa söyle çok yaptım hepsinden.
( anne yine atlar) yok müzeyyen yemez o daha.
ya kadın bi dur. hay mk böyle işin ya bırak yiyeceksem yiyeyim. toksam zaten yok derim. artık bir yaştan sonra kendi kendime silahlar üretmeye başlamıştım. zorluyorlar insanı çünkü.
-var mı istediğin birşey tosun? bak canın ne çekiyorsa söyle çok yaptım hepsinden.
(anne tam atlayacakken)
-yerim müzeyyen teyze. sen yorulma hatta nerde mutfak ben beğendiklerimden alayım.
-gel yavrum bak bura.
işte bu nedemek. anne yetti lan canıma. gelme peşimden, lafa da girme pokunu yiyim ya. bırak bir iki daha yiyim lan doymadım işte demek. ama annem yemez '' şimdi döker o dur ben koyayım'' diye peşimden gelirdi. bu da onun geliştirdiği füze kalkanı işte.
-ye o börekleri ye kocaman oldu iyice göbeğin.
-ya tamam yea.
-bari şu 3. çaya şeker atma oğlum ya.
-ya anne tabakla atlayacam camdan şimdi bi git içeri.
böyle böyle gitti çocukluk arkadaş. sonra bana niye yalan söylüyorsun, niye gizli iş yapıyorsun. e güzel anacım sen benim ben olmama izin vermiyorsun ki. sokayım şekere ya. bırak beni. neyse lan 16'ım da filan bitti bu davalarda rahatladım. şimdi kendim şekersiz çay içiyorum arada. *