Saçma bi' söz lan.
Babam denizden çıkacak, ben de elini kolunu kemirmeye kalkışacağım? O ne öyle anaokullu gibi? Gerçekten çok malca bir tablo. Hem zaten babamın denizden çıkagelmesi başlı başına saçma bir eylem. Korkarım lan denizden babam çıksa. Ben elimde birayla ehe mehö karı kız keserken sahilde, bir de bakacağım denizden babam çıkıyor. Hulk gibi bir şeye benzetirim bi' kere o an ben babamı. Tırsarım, heyecan yaparım, götüm atar. Babam çıkıp ne yapacak mesela? Bu da çok önemli bir mevzu. Denizden çıkan baba kendisini yemeye kalkışan moron evladına nasıl bir tepki vermeli? Bunu tartışmamız lazım bizim günümüz Türkiyesinde, boş işlerle uğraşıyorsunuz! Çıkıp ne yapacak? "Nabıyon lan ayı, elin kolun rahat dursun!" mu diyecek? Tabii o virgül falan koymaz o an oraya, noktalamaya dikkat etmeden, bir çırpıda sıçacak içimdeki hevese. Yoksa o da beni mi ısırmaya çalışacak? Lan benim tenim çok hassas yav, hemen morarır, valla çok pis tafra yaparım öyle bi' şey olursa. Dişini mişini kırarım lan. Sloganın da kendi içerisinde semantik didiklemesini yapmak lazım. "Denizden babam ancak ve ancak çıkarsa onu yerim, yoksa ilişmem, aramız iyidir" mi demek isteniyor; "denizden ancak ve ancak babam çıkarsa onu yerim, başka bir ürün tercih etmiyorum" mu demek isteniyor; yoksa "keşke denizden babam çıksa yav, ne güzel yerim kendisini" hayalleri mi kuruluyor? Buraya dikkat, iki de çay. Bu mesele iyice karışık bir hal almaya başlıyor. Denizden çıkma ihtimali olan avantürcü, sergüzeştşinas, maceraperest, serüven meraklısı, enerjik bir baba var bi' kere elimizde... ve bu babanın çocuğu kendisini yemek istiyor (balık baştan kokar azizim, öyle dota böyle level). Elimde iki çay var, hadi biri bana diyelim, öteki kimin? Dikkat de dağıldı gitti zaten, kaldım iki çayla. işin kötü tarafı iki elim de dolu olduğu için ikisini de içemiyorum. Bira da çişimi getirdi, saldım salacağım. iyi de kızlar hani? Deminki sarışın iyiydi yaa, üff, al, lafa tuttular kızları kaçırdım. Lafa tuttu kızları ibneler, ben de kaçırdım. isteyince vermedi çünkü dayısı. Gidip diklendim "ulan sen kim oluyorsun, bu kızın anası babası yok mu?" dedim, "Heyt!" dedim, "Hoşt lan puşt!" deyince niyetlerinin ciddi olduğunu anlayıp kızı vereyim bari dedim. Baktım çünkü niyetleri gayet ciddi, gönül eğlendirme amaçlı değil dayı efendi. Verdim dayıya kızı, evlendiler. iki de çocukları oldu, çocuklardan birinin gözleri ensesinde çıktı. "Ee" dedim, "ensestin zararları..." Çok geçmeden ensede bir uyuşma hissettim, enseste baktım, gayet muntazam duruyordu yerinde. Sonra yeniden enseme gitti elim. iyi de elim ilk kez gidiyordu enseme? Her neyse, enseste yöneldim. Oha! Ne ara lan? Yok öyle bi' şey, enseme yöneldim. Pardon, ensest denize girdi, ense olarak çıktı, ben kendisini enseleyip yemeye kalkıştım ve olaylar gelişti...