bu utanç yüzünden ya ölümüne karşı çıkıyoruz batıya, ya da peşinden koşturuyoruz soluk soluğa.
sebebinin sevgisizlik olduğu şöyle açıklanıyor:
"(...)
biz doğuya da batıya da sahip çıkabiliriz oysa. kültürümüzü geliştirecek bu evrensel özelliğimizi belki bilmeden baltalıyoruz. çocukça samimiyetimizi gizlemeye kalkışarak batılı çürümüş diplomatları taklit etmeye çalışıyoruz. batılı gerçekten hesaplıdır, dostluk, yardımlaşma gibi sözler kalıplardan ibarettir. biz de onlara özeniyoruz. nihilistler çıkarıyoruz. bayramlar törenler anlamını kaybetmiştir. aydınımız ülkesinde kendisini yabancı hissediyor. ülkemizi sevmiyoruz. kaçıp gitmek istiyoruz. kötü yöneticiler, aydınlar halkla ilişkiler kurmayı becerebildiği halde, biz halkı sevmediğimiz için kendimizi ülkemizde istenmeyen bir misafir gibi hissediyoruz. bu yüzden onu tanımak, onun derinliğini, ruhunu hissetmek istemiyoruz.
(...)" *