düşmanımın bile başına gelmesini istemeyeceğim hayat sikerten talihsiz olaydır.
benim başından geçenler de bu talihsiz olayı tecrübe edenlerden farklı değildir muhtemelen. nişanlılık evresi çok zordur ne kadar flört dönemi geçirilirse geçirilsin aileler işin içine girmeden, alışverişe çıkılmadan hayatınızı birleştirmeye karar verdiğiniz kişiyi tanıyamayacağınızı öğretir insana bu acı tecrübe.
nikah işlemlerine başlarsınız, bir yandan düğün salonu tutarsınız, bir yandan beyaz eşya ve mobilya beğenip siparişini verirsiniz. işlerin yükü üzerinizde, bir tarafta sevdiceğiniz bir tarafta aileniz herkesi gönülleme çabalarınız... sinirlerin pamuk ipliğine bağlı olduğu dönemde hayatınızı birleştireceğiniz insandan güler yüz bekler, onun arkanızda olduğunu hissettirmesini beklersiniz en çok. bir süre sonra sırtınızdaki yük öyle çok birikir ki bir gün patlayacağınızı bir tek siz biliyorsunuzdur. tüm hazırlıkları bir gün tek bir sözünüzle yakıp yıkacağınızı sadece siz biliyorsunuzdur.
sonucunda her şey yarınm kalır alınan eşyalar, tutulan salon, verilen sözler... o kadar çoktur ki yarım bırakılmışlıklarınız, ailenizi onca insanı peşinizden sürüklediğinize mi yanacaksınız, hayatı kaybettiğinize mi yanacaksınız... acılar bir birinden o kadar fazladır ki seçim bile yapamazsınız. anlamayamazsınız artık hangisinin daha çok acıttığını hangisine daha çok üzüldüğünüze.
ve sonra unutmaya çalışma evresi başlar. artık kalbinizi hissetmemeye fuckybuddylere duygusuz ilişkilere sıkı sıkıya bağlanırsınız. tadınız kalmaz siz artık bir yanı hep eksiksinizdir... hep eksik... hep eksi...