öğrencilik zamanı bir arkadaşın zengin bir tanıdığına iftarda misafirdik. ortalama bir evden çok fazlasıydı. yemekler normal bir türk ailesinin iftarda yediği yemeklere benzemiyordu. italyan mutfağından seçmelerdi anladığım kadarıyla. ev sahibesi yaşlı bir bayandı. işin garibi o kocaman gösterişli evde yardımcıları da yoktu. masada su bitti. mutfağa en yakın arkadaş yaşlı sahibemizi kaldırmamak için mutfağa yöneldi. yeşil bir fruko şişesiyle döndü misafir odasına. arkadaşım bardaklara suyu doldurana kadar her şey gayet normal görünüyordu. derken bardaklardaki su köpürmeye başladı.* benim canım anadolu gülüm kendi evimizdeki gibi şişeye su doldurup dolaba koyduğumuzu düşünmüştü sanırım. biz buna gülümserken ev sahibesinin sözleri yıldırım gibi düştü masaya: " biz suyu sürahide muhafaza ederiz plastik şişede değil, gazoz getirmişsin evladım alışık değilsin herhalde sürahi kullanmaya." yemeğimiz yarım su görünümlü frukolarımızı içmeden kalkmıştık. o şişede su olsaydı daha samimi olmaz mıydı???