lucid dreaming

entry297 galeri
    98.
  1. seneler önce rüyalarımı kontrol ettiğimi fark etmiştim. ama bunun bir adı olduğunu bilmiyordum. daha sonra lise 2 de sanırım astral seyahate merak salınca lucid dreaming hadisesini öğrendim. insanlar bunu gerçekleştirebilmek için rüya günlükleri tutuyor, uyumadan önce rüyalarında görmek istedikleri şeyi uzun uzun düşünüyor, çalışmalar yapıyorlardı.

    rüyaların birkaç çeşidi var. benim açımdan en azından. bir kısmı tamamen bilinç altımın etkisiyle gördüğüm rüyalar. korkularım, isteklerim ya da aklıma kazındığını bile bilmediğim herhangi bir şeyle ilgili. hatta bu rüyalardan uyanınca bazen "vay be bunu da mı kafaya takmışım" dediğim olur. diğer bir kısmı saçma sapan etkisiz rüyalar. sanki bir rüya kotası var ve onu doldurmak için görüyorsun. yayın akışını doldurmak için doktorlar'ın yayınlanması gibi gereksizler. sonuncusunun ne olduğunu ben de çözemedim gerçi ama hiç kontrol edemediğim tek rüya çeşidi bu. rüyada olduğumu anlamadığım tek rüya çeşidi de bu. genelde bunlar çıkarlar zaten. bir iki ay içinde aynı şekilde yaşanırlar. çok ürkütücü benim açımdan.

    rüyada olduğumu ilk fark edişim şöyle gerçekleşti: bir yerdeyim, benim için önemli bir bilgi var ve onu öğrenmek üzereyim. bana söyleyen birisi var ama kulağıma fısıldıyor. öğreniyorum güya ama gerçekten duymuyorum. bu hep böyle oluyordu. yani aslında bilmediğim şeylerle ilgili bir şeyi rüyalarda yine bilmiyordum, zihnim o kısmı bulandırıveriyordu, sanki biliyormuşum havası yaratıyordu ama yemiyordum * sınav sorusu mu görüyorsun mesela, kağıttaki şey asla aynı kalmıyor, dur neydi diyorsun ikinci baktığında başka şey yazıyor, bilmediğin bir dil mi konuşuluyor. aslında anlam bütünlüğü yok o sözlerin bunu fark ediyorsun. ama ilk başlarda kontrol etme çabam olmadı, bilmiyordum ya bu olayın bilimsel açıklamalarını vs.

    ortaokuldayım. o yaşlarda çocuğun rüyası ne olacak. rüyamda evden çıkmışım, okula gidiyorum ama çantamı almayı unutmuşum. sınav var o gün. telaşlanıyorum. lojmana büyük bir demir kapıdan giriliyordu. anahtar yok yanımda kapıyı nasıl açacağım diyorum. hapishane kapısı gibi bir kapı, zil mil yok tabi * yürümeye başlıyorum ama tedirgin. sonra diyorum ki ya bu rüya olmasın yine. ben yeni geldim sanki okuldan diyorum. lojmanın bahçesine bakıyorum. ağaçlar bir tuhaf görünüyor. rüyaysa akşam olsun o zaman diyorum kafamdan. birden hava kararıyor. oha noluyor demeye kalmadan bir şeyler yapıyorum, okula falan gidip atraksiyonlar unuttum şimdi.

    ama o günden beri rüyaların tadı kalmadı benim açımdan. her seferinde rüya gördüğümü biliyorum çünkü. bir kere de farkında olmayım diyip sıkılıyorum rüyalardan. ne zaman bitecek diyorum. bazen görmek istediklerime çeviriyorum, şuradan şu çıksın, aa bu da olsun gibi. sıkıcı bilinçli olmak bence. ama sanıldığı gibi öyle dünyalar yaratmak, oradan çıkamamak gibi durumlar olmuyor. ya da oluyordur da o büyük hırsla çalışanlara oluyordur, bilemedim. *
    0 ...