bazıları için başyapıt olan benim için ise güzel bir western filmi. filmin bir kere açılış sahnesi dillere destandır. izleyenler de çok iyi bilirler.. normal bir sinek olayı kovboyların gözünden mükemmel bir dille anlatılmış. buraya kadar çok güzel.. işte bundan sonra film fazla ağır işliyor, normalde dayanırım ama burada gerçekten ağır işliyor. sergio leone bu konuda eleştiri yağmuruna tutanlara da haklı olarak birkaç serzenişte bulunmuş ve demiş ki "bu kişiliklerle ben bir ölüm balosu sahneledim. bu nedenle film o denli yavaştır. bir yandan, üç saat birlikte olacağınız bu insanlarla on saattir birlikte olma duygusu yaratmak için; öte yandan, öykünün başından beri bu kişiler yavaş hareket ederler, çünkü aslında ölü olduklarını bilirler." beni gayet tatmin eden bir açıklamaydı bu. yönetmeninin ana fikridir çok iyi, ama benim zevk ve renk tarzıma da pek uymadı sanırım bu kısmı.
tüm zamanlar en iyi western filmleri sıralamasında he good, the bad and the ugly adlı filmin hemen ardında yer almasının payı ise konu derinliğine ait bana göre. çünkü bir adamın üzerine gidilmesinden ziyade çevresinde ki konuları da ele alıyor. tabii ki soundtrackleri, yakından çekim teknikleri, oyuncu kalitesi harikaydı. öyle ki filmde clint eastwood'un olmasını çok isterdim açıkçası.. tabii ki claudia cardinale dillere destan, o ne güzelliktir tozu dumana kattı kendisi de. ama tabii şimdilerde yaşlandı sarktı doğal olarak.
film güzel, tavsiye de ederim. ancak benim için başyapıt sayılabilecek bir film değil.