Kutay, orta öğrenimini Kadıköy Lisesi'nde tamamladı. Anadolu Ajansı'nda 1924-1928 yılları arasında muhabirlik, Hakimiyet-i Milliye'de istihbarat şefliği ve fıkra yazarlığı yapan Kutay, Konya'da Yeni Anadolu Gazetesi'ni ve Zaman Dergisi'ni, istanbul'da Halk Gazetesi'ni, Millet Dergisi'ni çıkardı. Kutay, pek çok gazete ve dergide özellikle tarihi konularda yazılar yazdı.
(Cemal Kutay'ın Atatürk Bugün Olsaydı kitabından alıntıdır.)
Atatürk'ün manevi kızlarından Afet Uzmay, isviçreli Tarih Profesörü Egéne Pittard'dan doktora tezi olarak "Türk Milletinin Özellikleri"ni almıştı.
Hazırlanmış tez kendisine sunulunca da,
"Dur... Önce sana milletimizi anlatayım" dedi ve kullandığı kurşunkalemle şu satırları yazdı.
Şöyle diyordu:
"Bu memleket, dünyanın beklemediği, asla ümit etmediği bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine, yüksek sahne oldu.
Bu sahna 7 bin senelik, en aşağı bir Türk Beşiğidir.
Beşik tabiatın rüzgalarıyla sallandı;
Beşiğin içindeki çocuk tabiatın yağmurlarıyla yıkandı,
o çocuk tabiatın şimşeklerinden, yıldırımlarınan, kasıgalarından evvela korkar gibi oldu;
sonra onlara alıştı; onları tabiatın babası tanıdı, onların oğlu oldu.
Türk oldu. Türk budur. Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir."
Şu gökkubbe altında hangi kalem, hangi kafa, bir-on-yüz ciltte TÜRK'ü böyle anlatabilir?
Ne yaptıysa bu inançla başardı.
büyük üstada allahtan rahmet dilerim.
Edit: cemsbg 'ye çok teşekkur ederim o olmasaydı çok önemli bir bilgi hatası yapıyordum.