sivas

entry742 galeri video3 ses1
    52.
  1. milattan önce 2000 li yıllara dayanan köklü tarihiyle anadoluda medeniyetin her dönem atardamarı olmuş bir kenttir. türklerin anadoluya geliş yollarının kavşak noktası olması nedeniylede anadolunun en kozmopolit ve kültürel anlamda en zengin merkezlerinden birisi ola gelmiştir. bir çok türk beyliğine merkezlik etmiş bu şehir selçuklulara da bir dönem başkentlik etmiş, anadoluda islam medeniyetinin en önemli merkezlerinden birisi olmuştur. selçuklular döneminde izzetdin keykavus sivas'ı başkent yapmış, uzun müddet sivas'ta kalarak günden güne genişleyen sivas şehrini mamur etmiş ve çeşitli medreseler yaptırmıştır. ilim adamlarını sivas'ta toplayarak şehri büyük bir ilim merkezi haline getirmiştir, izzetdin keykavus türbesi" yaptırdığı medrese içinde bulunmaktadır. bu dönemlerde sivas büyük bir gelişme göstererek önemli bir ticaret ve bilim kenti olmuştur. dünyanın ilk göz ameliyatının burada yapıldığı düşünülmekte, akıl hastalarına çeşitli yöntemlerle terapiler uygulanmaktaydı.

    sivas osmanlı imparatorluğunda eyalet merkezi haline getirilerek amasya, çorum, tokat kısmi olarak malatya ve kayseri illeri sivas'a bağlı birer sancak olmuştur. evliya çelebi seyahatnamesinde belirtildiği gibi sivas zamanının en önemli eyaletlerinden biridir (40 ilkokul, 1000 dükkan, 18 han, 40 kadar çeşmesi olduğundan bahsedilir).

    milli mücadele döneminde de her daim olduğu gibi en ön saflarda yer almış bir gurur abidesi şehirdir. memlekette en eski basım yayın geleneği olan, medyası, entellektüel birikimi ile cumhuriyetin ilk yıllarında milli mücadelenin lokomotifi olagelmiş bir şehir olma ayrıcalığını taşır. sivas kongresi ile türk milletinin makus talihinin kırıldığı, cumhuriyetin temellerinin atıldığı bir merkez olmuştur. bakınız atatürk nutukta neler söylüyor; "sivas şehrine girerken, caddenin iki tarafı büyük bir kalabalıkla dolmuş, askeri birlikler tören düzenini almış bulunuyordu. otomobillerden indik. yürüyerek askeri ve halkı selamladım... bu manzara, sivas'ın saygıdeğer halkının ve sivas'ta bulunan kahraman subay ve askerlerimizin bana ne kadar bağlı ve sevgi ile dolu olduğunu gösteren canlı bir tanık idi"

    trt arşivlerinde kayıtlı türkülerin yaklaşık beşte biri sivas'a aittir. ve sayısız ozanı, şairi ile anadolunun en köklü ve en zengin halk geleneğine sahip şehirdir. 1950 lere kadar türkiyenin en büyük sekiz ekonomisinden birisi olarak gördüğümüz bu şehir ne yazık ki; bu tarihten sonra debdebesini günden güne kaybetmektedir. ve nihayet 2 temmuz 93 te tarihinin en karanlık günlerinden birisini yaşamış ve bir dahada belini doğrultamamıştır.

    hafızaları 2 temmuzdan sonrası ile sınırlı gudiklerin bu kadar zengin kültürlü, bu kadar kozmopolit, koskoca bir şehri, yurt genelinde, yurt dışında yaşayan milyonlarca sivaslıyı mahkum etme çabaları, modası geçmiş ideolojilerine alet etmeye çalışmaktan başka bir şey değildir. hesap sorma edebiyatı yapıp sivaslıları mahkum etmeye çalışan zihniyete sorarım; sen kimsin ve kimden hesap soracaksın? sivasta can verenler sanki sivasın evlatları değil de hesap sorma makamındaki zatın parçası. sanki orada evlatlarını, ozanlarını, şairlerini kaybeden sivas değilde bu gudikler. can verenler sivasın canıydı canlar. sivastan sen nasıl hesap soracaksın? ve sen kimsin? bu cüreti nereden alırsın ki; evladını, canını kaybetmiş sivastan bir de hesap sormaya kalkarsın? senin modası geçmiş ideolojin ortada yokken sivasta medeniyet vardı.

    bırakın acısını yaşasın bu şehir, ama bunada müsade etmezler. birde hesap sormaya kalkarlar. hangi hakla, kimden soruyorsun? sen kim oluyorsun? evladını, ozanını, şairini kaybetti diye sivastan hesap soran fosiller ne yazık ki; hala mevcut. ve bu şehri mahkum etmeye devam ediyorlar.

    -alıntıdır.-
    3 ...