kanuni sultan süleyman döneminde rumeliden (arnavutluk'un ilbasan şehrinden geldiği yönünde büyük bir kanaat olsada bu durum kesin değildir) devşirilerek acemi ocağına getirilmiştir. acemi ocağında bir yıl kaldıktan sonra bahçe bekçiliği görevine geçmiştir. bu görev sırasında bir rastlantı sonucu mühensis mektebi talebelerine verilen dersleri takip etme şansı bulmuş ve burda derslere olan ilgisiyle dikkatleri üzerine çekmiştir. imtihana tabi tutularak derslere devamı uygun görüldü. sedefkar mehmet ağa'nın yıldızının parladığı nokta burasıdır. bu noktadan sonra dönemin en iyi mimarlarından -"hassa mimarlar ocağı" başkanı mimar sinan'dan ve öğrencileri dalgıç ve davut ahmet ağadan- dersler almış, ülke ülke gezerek mimari eserleri incelemimiş ve osmanlı'da mimari alanda gelebileceği enüst makam olan mimarbaşılığa yükselmiştir. mimarbaşı olduktan sonra ki ilk görevinde kabe'nin tamiratını yapmıştır.
sedefkar mehmet ağa'nın mimarlığını ve sedefkarlığını incelediğimizde parmak ısırtacak derecede kendisini geliştirdiğini görebiliriz.
en önemli eseri sultan birinci ahmed'in görevlendirmesi üzerine yaptığı "sultanahmed camisi"dir. camiyi ozamanın teknolojisine göre 7 yıl gibi kısa bir sürede tamamlamıştır.
sedefkar mehmet aga'nın bütün masraflarını kendisi karşılayarak hayır olması için yaptırdığı eserleri de mevcuttur.
şair cafer çelebi risale-i mimariye adlı eserinde sedefkar mehmet ağanın hayatını detaylı bir şekilde anlatmıştır. eserin orjinali topkapı sarayı müzesi kütüphanesindedir.