kanımca bu konuya engüzel cevabı 1997 yılında yazdığı bir yazıyla Can DÜNDAR vermiştir.Hala Türkiyede hiçbirşey değişmemiştir.Sadece yazıda bahsettiği işimler değişmiştir.Zihniyet aynı zihniyettir.Katılmamak elde değil.
Beni düşün hesaptan!
Halkının yüzde 99'u Müslüman olan bir ülkede" diye başlayan konuşmalardan siz de sıkıldınız mı? Birileri lafa böyle girdi mi, genellikle peşinden ya "salyangoz satıcıları"na tehdit ya da şeriat propagandası geliyor.
itiraf etmeliyim ki, ben nüfus kaydı itibarıyla ister istemez ve otomatikman söz konusu yüzdenin içinde görünen bir yurttaş olarak bu genellemeye malzeme olmaktan son derece rahatsızım.
Nasıl ki, nüfus kaydımı yaptırırken kimse bana danışma gereği duymamışsa, şimdi o nüfus kaydına atıf yaparak sonuç çıkaranlar da pek fikrimi almıyorlar. "Sen bu yüzde 99'un içinde görünüyorsun. Biz de ikide bir seni 'Bizdendir' diye ilan edip duruyoruz. Gerçekten bizimle aynı şeyleri savunuyor musun" diye sormuyorlar.
Başka "Müslümanlar"a sorduklarına dair bir kanıt da yok ortada...
O halde nasıl oluyor da, Sivas avukatları, Sincan saldırganları, iran hayranları, muhaliflerine meydan okurken sürekli -beni de içine alan- bu yüzdeye sığınıp duruyorlar?
Nüfus istatistiklerinin "din" maddesi, bilinç çağında "serbestçe yapılacak seçim"e değil, "doğuştan atama" esasına göre düzenlenirken ve sonradan değiştirmeye kalkanlara da hiç iyi gözle bakılmazken, nasıl olup da o yüzde 99'u yekpare bir kitle olarak görüyorlar?
Ortada bu kadar farklı din, yorumu, bu kadar farklı Müslümanlık algılayışı varken, yobaz bir dayatmacılığın bir toplumun neredeyse tamamını esir almış olabileceğini nasıl iddia edebiliyorlar?
Bu oranla gurur duyanları hayal kırıklığına uğratmak istemem; ama izin verirlerse ben, bu "hesap"tan kendi payımı düşüyorum.
Bu eksilmenin yüzde 99 içindeki payı hayli küçük olabilir (ki matematik gereği, bugünden itibaren yüzde 98 küsur'dan sözedilmesi lazım), ama benim vicdani muhakemem içindeki önemi çok büyük...
Çünkü eğer kastedilen "Müslümanlık", şu iktidarda tezahürünü gördüğümüz zihniyetse, ben o zihniyetin ilelebet payidar olma ihtirasına, istatistik bir veri olarak katkıda bulunmak istemiyorum.
"Siyaset, dinin emrindedir" diyen Tansu Çiller'le nüfus kağıtlarımızın din sütunlarında aynı şeyin yazılı oluşunu, basit bir yazılım hatası sayıyorum.
Çiller cehaleti, "laikliği siyasallaştırmayın' diyerek tarihin gelmiş geçmiş bütün siyaset bilimcilerini mezarlarında ters çeviredursun, asıl çabanın "laikliği siyasallaştırmak" değil, "siyaseti laikleştirmek" olduğunu biliyorum.
O yüzden her gece 21.00 mumlarından ülke çapında dev bir meşale yakan, "demokratik, laik ve çağdaş bir devlet" talebiyle yollara dökülen milyonlarca insanın da, "yüzde 99'u müslüman olan bir ülkede" diye başlayan cümlelerin devamındaki yobazlığa malzeme edilmekten hoşlandıklarını hiç sanmıyorum.
O insanlar, yüzyıllık bir mücadeleyle şeriatın elinden alman çağdaş hukuku savunuyorlar ve bu nedenle de "demokrat" kimliklerini, "Müslüman" kimliklerinin önünde taşıyorlar.
"Halkının yüzde 99'u Müslüman olan Türkiye..." diye lafa girenler unutmamalıdırlar ki, o Türkiye, aynı zamanda "halkının yüzde 92'si anayasadaki demokratik ve laik cumhuriyet için oy vermiş olan Türkiye"dir.
"Halkının yüzde 80'i Refah Partisi'ne oy vermemiş olan Türkiye"dir.
iş rakamlarla oynamaya gelirse, vicdanlarda yaşaması gereken bir dini, dünyevi siyasetin referandumuna sokmak gibi tehlikeli bir oyuna yaklaşırsınız.
O yüzden iyisi mi, şu Müslümanlık işini çekin tartışmaların içinden...
Yok ille de yüzde 99 üzerinden siyasal iktidar hesapları yapacaksanız, çok rica ediyorum, beni düşün hesaptan..!