birçoklarına göre alfred hitchcock'un başyapıtı sayılan film. izlemeden ölünmemesi gereken bir film derim ve izlemeyenler için spoiler kısımına geçeceğimi belirtmek isterün.
film başladığı andan itibaren ana karakter marion olarak bize tanıtılıyor ve onun hikayesinin anlatılacağı izlenimi uyandırılıyor. fakat meşhur duş sahnesinden sonra ana karakter bildiğimiz marion bir anda öldürülüyor. bu seyirci açısından hiç beklenmedik bir şey. bir anda seyirci için bir boşluk oluşuyor. norman bates'in odaya girip cinayetin delilerini ortadan kaldırmaya başladığı an merkez karakter norman haline geliyor. az önce parayla kaçan bir kadının hikayesini izlerken şimdi "otelinde öldürülen kadının cesedinden kurtulmaya çalışan bir adamın hikayesi"'ni izlemeye başlıyoruz. hitchcock bu durumu bir röportajında da dile getiriyor ve bataklıkta arabanın batışını izleyen norman'la seyircinin nasıl özdeşleştiğinden bahsediyor. araba bataklıkta batmayıp birkaç saniye askıda kaldığı an seyircinin de gerildiğini, az önce kadının tarafında olan seyircinin bu sefer norman'ın tarafında arabanın batmamasından endişelendiğini söylüyor.
çektiği filmlerin senaryolarını kendi yazmamasına rağmen hem hikayelere hem seyirciye bu kadar hakim olması onu bu kadar büyük yapıyor. her sahnesi ayrı ayrı ders diye okutulması gereken, bir kere değil defalarca izlenebilecek bir başyapıt.