Filmlerinde seyirciyi oyalamayı, sürüklemeyi amaç edinen, ama bunun için tümüyle sinemasal bir anlatım tekniği geliştiren Hitchcock gerilim sinemasının en önemli yönetmeni olarak kabul edilir.
Yaratıcı kişi toplumdan farklı bir yerde olan kişidir. Başarılı olabilmek için kendini toplumdan soyutlaması gerekmez. Ama bu durumda özgünlüğünü zorlaması gerekir. başka bir deyişle yaratıcı kişi kendini toplumdan soyutlamadan artistik düşlerini gerçekleştiren kişidir. Hitchcock, yaratıcı kişinin toplumla olan iletişim sorununu en iyi biçimde çözebilen sinema ustalarından biridir.
Bazı filmleri;
Rear Window / Arka Pencere(1954);
Film tek bir mekanda geçmesine rağmen seyirciyi kavrayıp götüren, sıra dışı bir gerilim filmi. izleyenler, klostrofobi duygusuna kapılmıyor, ama filme iyiden iyiye kapılıyor. Ve Hicthcock un en iftihar ettiği filmi.
The Man Who Knew Too Much / Çok Şey Bilen Adam(1934);
Hitchcock aynı adlı iki filminden ilki, yani daha iyi olan orijinal versiyon(bana göre). Hitchcock bu filmden sonraki birçok filminde karşımıza çıkacak bir temayı ilk kez bu filmde geliştirdi; Birden, görünürde hiçbir çıkış yolu olmayan korkutucu bir durumda kalmış bir masum. Ayrıca soluk kesici kovalamacalar.
The Thirty-Nine Steps / 39 Basamak(1935);
Muhteşem bir gerilim komedisi. Mizah dolu, heyecan verici, dramatik, eğlendirici, görsel yanı güçlü, canlı ve yenilikçi bir film. Beklenmedik olanın hikayesi. Bir hız ve ışık mucizesi .Öylesine hayat dolu, sürükleyici bir olay örgüsü ki, filmin adının anlamının bile kaçmasına ramak kalmış. Sanırım bu kadar övgü yeterli bu film için.