andım yine seni, her şey yadımdan silindi
hayalin gönlümün tepelerinde gezindi
bu bir serap olsa da, hafakanlarım dindi
andım yine seni, her şey yadımdan silindi.
ufku dolduruyor, yetiyor, başka şey göremiyorsun
keşke her an aşkınla oturup aşkınla kalksam
ruhlar gibi yükselip de ufkunda dolaşsam
bir yolunu bulup gönlünden içeri aksam
keşke her an aşkınla oturup aşkınla kalksam.
anladım vasfına ermek artık çok geç, saçlar bembeyaz
hicranla yanan gölüm durmadan inleyecek
inleyip, en taze hislerle hep bekleyecek
yaş olsa da, ben taze hislerle yollardayım
anladım, vasfına ermek artık çok geç.
kalbim, bir güvercin kalbi gibi titrerken ardından
ne olur, sana ulaşmak için kanadından bana bir tüy ver
pervaz edeyim hep ardından
kalbim, bir güvercin kalbi gibi titrerken ardından.
ey kupkuru çölleri cennetlere çeviren gül
gel, o baytan renklerinle gölüme dökül
vaktidir ağlayan gözlerimin içine gül
ey kupkuru çölleri cennetlere çeviren gül.
mecnun gibi arkandan koşan kulun olayım
bir kor saç içime, ocaklar gibi yanayım
sensiz geçen bu acı rüyadan uyanayım
mecnun gibi arkandan koşan kulun olayım.
aklım, uzakta kaldığı günleri saymakta
asker gibi ne zaman terhis
ruhuma sisli dumanlı bir kasvet yaymakta
göster çehreni ki, güneş guruba kaymakta
aklım, uzakta kaldığı günleri saymakta.
son demde hiç olmazsa gurubum tulu olsun
gölüm ufkunun en taze renkleriyle dolsun
her yanda tamburlar çalınsın, neyler duyulsun
bu da benim düğünüm olsun
ne olur, hiç olmazsa gurubum tulu olsun.
--spoiler--