herkesn içinde bir kahramanı vardır ya.. bir kahramanım vardı benim de.. sonra bile bile yok ettim onu.. ellerimle öldürdüm, sözlerimle tükettim.. bittikten sonra utanmadan bununla gurur duydum..
ama gitmiş oldu..
benim kahramanım hayatımda olsun istiyordum.. hep benim olsun. hiç görmediğim ve belki görmeyeceğim biriydi o kahraman. ama onu yükselttiğim için çok hızlı düşürdüm.. düşürdükten ve paramparça ettikten sonra gördüm yaptığım o hatayı..
ellerimin arasından kayıp gitmesini hiç istememiştim.. paramparça olsa da hep benim parçalarım olacak sanmıştım.. ama onu bile tutamadım..
Gitti.. rüzgarla... etrafa çarpa çarpa ve ona ait olanları sürükleyerek gitti.. ülkeden uzaklaştı.. yerinden ailesinden.. anlattıkları bile, sözleri bile onunla birlikte gitti..
Bu zamana kadar beni gerçekten sevebilecek , beni benimseyebilecek en mükemmel insanı benden uzaklaşırken gördüm..
Sonra bir başka kahramanı olacak insan çıktı.. oralardan ya da buralardan.. bulunduğu yerden ya da değil.. aldı ve götürdü onu..
o artık benim kahramanım değildi....
epey zaman geçti.. onu aradım.. başka kahramanlar yarattım.. hepsi oydu , hepsi! istediğim kişi yaptım yaptım herkesi gözümde..
Sürekli yazdım. sürekli yazdım ona.. başkasına diye..
ama başkasına yazdım diye ona yazdığımı sakladım..
Hiç de söylemedim..
Bak yine geldi.. yine geldi gitmiyor bu defa.. Kahramanı olacağı birisini bulmuş bana yerde bir toz parçasıymışım gibi bakıyor.. Biliyorum sevmiyor beni... Kahramanı olmaya layık görmüyor..
Son puff... yine kayboluyor..
Puff... yine geliyor.. gidiyor... bak yine geldi...
Yine gidecek..
Beni kaybetmekten mi korkuyor? Hayır sadece tozların gözüne batması ona acıyı yaşatıyor.. Bundan çok hoşnut.. Ama koruyacağı bir varlık var.. tozlardan koruması gereken...
Hayır.. beni kaybetmekten değil.. benden korkuyor...
Canım yanıyor.. siyah-beyaz fotoğraflar, bira bardakları, kenara atılmış şişeler, loş odalar, ben sevmesem de içtiği sigaranın dumanı.. Hepsi ona ait duruyor..
Saçları , gülüşü , o çirkin suratı - ama kirli sakallı - kesmeli biraz.. Bu siyah beyaz fotograflar çok canımı yakıyor.. bakmaktan yorulduğum; ama vazgeçemediğim .
Gelmeyecek, gelse yine kırıklarından arınmak için gelecek biliyorum.. gitmek istiyorum.. onun gibi kaçmak istiyorum..
Belki bu yüzden benden soğuyacak..
Hayatımda ilk pişmanlığımı yaşıyorum.. Uzaklığın, yolların mesafesinden yakınırken şimdi onu bir dünya uzağa gönderiyorum..
ellerimle..
ve ne yaptıysam hep kendime... **