- Etrafımız ürettiğimiz düşmanlarla kaynıyor, içimiz türettiğimiz hainlerle dolu.
- Vergiler yükseliyor, sayıları gün be gün artıyor, daha dün bakan yeni vergi müjdesi verdi.
- Akaryakıt şampiyonluğumuz devam ediyor ama o kadar da değil bazen ikinci oluyoruz.
- Irak'tan ucuz petrol aldığımız ortaya çıkıyor ama Irak hükümeti "bizden artık petrol almayı kesin" diyor.
- Kıdem tazminatı düzenlemesi adı altında sanırım sıraya dizildik ya da sırayla düzüldük, okuyoruz okuyoruz anlam veremiyoruz...
- Amerika'nın taşeronu pozisyonumuz her geçen gün netleşiyor ve dünya devletlerinin gözünden bir bir düşmeye başladık.
- Sanırım Arap ülkeleri değil ama o dolaylardan bazı reisler, şeyhler bizi çok seviyor.
- istanbul'un ve ülkenin en güzel yerlerini onlara açtık ve hala "gelin alın kültürümüz ortak" diye yalvarmalara şahit oluyoruz.
- Ülkede gördüğümüz büyük yatırımların çoğunun, önemli yasal düzenlemelerin ucu mutlaka birilerine dokunuyor.
- Toz toprak içinde yaşarken ve çamurlarla, çukurlarla dolu yamalı asfaltlarda mücadeleler verirken, düzensiz kaldırımlarda yürürken dünya kentlerine sahip olduğumuz yalanlarıyla uyutuluyoruz.
- Devlet bizi dere boylarında inşaa edilmiş toki'lere bağlama çabasında. Borca batmak yetmiyormuş gibi sel sularına gömülüyoruz.
- 4+4+4 sistemini kimsenin aklı almazken birileri ölümüne savunuyor ve çocuğunu henüz altına kaçırdığı yaşta "okula göndermeyenler cezalandırılacaktır" dayatmasıyla herkes irkiliyor, kendine geliyor.
- Daha birkaç gün önce bir köprü inşaatında çökme sonucu bir işçi hayatını kaybediyor. Belediye başkanı ise "suç ihale sisteminin, firma yetersizdi" açıklaması yapabiliyor.
- Daha birkaç hafta önce Ankara'da bir metro inşaatının üzerinde hiçbir şeyden habersiz kaldırımda yürüyen vatandaş bir anda kendini ölüm çukurunda buluyor ve sorumlu bakan açıklama yapıyor: "Dünya'da da bu böyledir, normaldir".
Bunlara ve sayamadığım tüm olumsuzluklara rağmen hala bu ülkede birşeylerin iyi gittiği söyleniyor, ancak neyin iyi gittiğini kimse söyleyemiyor.