komedi, gizem, macera, kan, polisiye, dram, romantizm ve nathan fillion. hepsi bir arada olsa nasıl olurduya verilebilecek cevap olan dizi. hepsinden birer doz almışlar ve öyle güzel harmanlamışlar ki zamanın nasıl geçtiğini anlayamıyorsun bile.
castle: narsistliğin kitabını yazabilir o derece kendisine hasta. bayılmamak elde değil. ben diziyi zaten sırf içinde fillion olduğu için izlemeye başlamıştım ama castle karakteri de en az kaptan mal kadar harika. mimiklerine hastayım duy beni! ayrıca baba olarak da harikadır. hele beraber oynadıkları oyunlar. kıskandım açıkçası. kızımı kıskanmıyorum ben cool babayım imajları da çok iyi. içten içe kendini yiyip bitirmesi daha da iyi.
beckett: çok güzel ama rolü itici. soğuk nevale. biliyoruz castle'a hasta. gerçi böyle davranmasa castle'ı kendine bağlayamaz. annesine kim neden vur emri çıkarmış çok merak ediyorum.
martha: ben bu kadına yorum yapmakta zorlanıyorum. yaş 70 iş cidden bitmemiş ama. harika, cidden harika.
alexis: annesine bu kadar benzemese hayatta castle'ın kızı bu demem. kız anne, baba ve babannesinin toplamından daha sorumlu. kim kime ebeveynlik yapıyor orası da muamma. zaten castle da kendisine ne yaparsan yap benden daha kötü şeyler yapamazsın diyordu.
ryan ve esposito dinamik ikilisi: birbirleriyle atışmaları cidden komik olan ikili. polis merkezinin eğlencesi. hele ki ryan "ballı süt." beckett'ın soğukluğunu dengelemek için gerekliler tabi.
yalnız ben bu diziyi o kadar yoğun izliyorum ki kaç gündür artık daha karakterleri ilk defa gösterirken bile katilin kim olduğunu anlayabiliyorum. castle'ın teorilerinin de hastasıyız tabi. 2x06'da da içim gitmedi değil castle'ı kaptan kıyafetleri içinde görünce. cız etti içim resmen. adi fox yapılır mıydı lan bu firefly gibi bir diziye!
--spoiler--
i really am ruggedly handsome, aren't i?
--spoiler--