1 Mayısı resmi tatil ilan etmeyen yılların demokrasi fakiri yoz sağcı ve de solcu iktidarları ve onlara bağlı kılınmak için robotlaştırılmış dinci , faşist güvenlik kuvvetlerinin işçilere ve emek kavramı üzerine kin kustuklarının göstergesidir . 1946'lardan bugüne soğuk savaş etkisi ile sovyet beklentileri karşısında bunalmış olan Türkiye Cumhuriyeti'nin Amerikan emperyalizminin desteğiyle anti - komünizm adı altında , dini de kullanarak kendi işçisinin ve de sermayesinin köküne kibrit suyu dökmesidir . Darbeler yoluyla apolitize edilmiş , ekonomik anlamda kapitalist ücret politikalarıyla sindirilmiş " sadaka toplumu " haline getirilmiş işçiler artık sosyalist düşünce yerine faşist - dinci platforma kaydırılmaya çalışılmaktadır . Zaten Cumhuriyet'in kuruluş döneminde devlet eliyle ekonominin ve de ulusal sermaye ile işçinin endüstri toplumundaki eşitlikçi , demokratik , devrimci sınıfını oluşturma projesi daha başlamadan bittiği için artık devrimci , sosyalist kimlik işçi sınıfından neo-liberal yaşam tarzının oluşturduğu günümüzün " orta sınıf proleterya" kavramı üzerine geçmiştir . Cumhuriyet mitinglerinde meydanları dolduranlar da bu insanlardır .