işi bitmiş diger takımlarin cikma futbolcularinı alan, bir boka yaramayan bir mösyöye esek yükü kadar para veren, utanmasalar harcanmiş yetenek sergenden hala medet umacak olan bir klubun bu sartlaa ragmen huzunlenebilmesi büyük basaridir.
sabretmeyi bilmeyen bir taraftara sahip olan ve kendi takimlarini inönü stadini deplesman yapan bir takimdan ne beklenir?
birbirini yemekten siradan bir takım huviyetinde olan trabzonspor'un olmadiği, salakca yönetimleri yüzünden bombok olan galatasaray'in gümbürdeği ve kerestelikleri yüzünden rahat rahat sampiyon olacakken işini zorlastiran fenerbahce'nin oldugu bir ligde bile hala yalnislarda direten bir takımdan ne olur.
hadi onu gectim mümtaz futbol yorumcusu olan arkadaslar onlarla ilgilensin.
sene 1996 yili idi yanilmiyorsam... besiktas basketbol takimi galatasaray ile ahmet fetgeri salonunda mac yapmakta ve mac drank diye bölünmüstü. niye mi? o gun hava yagmurlu idi ve tavan akiyordu. bu kara leke bir coklarinca bilinmez yahut unutulmustur.
1996-1997 sezonunda ise bu takim küme düsmüstür yahu. allahtan o sene birinci lige cikan yildirim spor birinci lige cikma hakkından vazgectide takim ligde kalabildi.
artik hüzün mü dersiniz beceriksizlik mi dersiniz bilemem.
o sezon takimi önce cetin yilmaz, sonra da erman kunter calistirdi. yabancilar geldi gitti.
james bryson, victor alexsandr, alex english, jojo english ve bir nijeryali pivot.