said nursi yi tanımayan ama tanımadığı kişiye hakaret ederek komiklik yapan, hakaret ederek konuşmanın karakter ile ters ornatılı olduğunu ya bilmeyen ya da kabul etmiş, dikkate alınmaması gereken kişi zırvasıdır,
zira; 300 şakirdiyle beraber doğuda ruslara ot yoldurmuş, şaklabanlık yapmak için sövülen şakirtlerinin* tamamına yakını şehit vermiş, kendisi de esir düşmüş rusyada götürüldüğü esir kampından kaçmış, avusturya üzerinden istanbula gelmiş, ingilizler hakkında yazdığı hutuvat ı sitte makalesi yüzünden işgal kuvvetlerince ölü-diri yakalama emri çıkarılmış, ankara hükümetinden aldığı davet üzerine mecliste konuşma yapmış, mustafa kemalle toplantılar yapmış, aldığı millet vekilliği teklifini "doğunun geri kalmışlığını gidermek en başta görev" olduğu için tekrar doğuya dönmüş, vatanseverliğini karaktersizce ona-buna hakaret ederek şaklabanlık yaparak değil, hayatıyla ispat emiş birini haksızca ve hatsizce, o savaşların yapıldığı cephelerde bugün turist olarak bile gezemeyecek gereksiz bir kişi, yazdığı 6000 sayfa eser ile değil, tutuyor, sanki insan hangi ırka mensup olarak doğacağını seçebilirmiş gibi ırkıyla falan eleştiriyor, asılsız uyduruk iftiralarla karalayabileceğini zannediyor,
bak ne diyor o okumadan eleştirilen kitaplarında;
"...Ey nefsim! Deme: Zaman değişmiş, asır başkalaşmış, herkes dünyaya dalmış, hayata perestiş* eder. Derd-i maişetle* sarhoştur. Çünki: Ölüm değişmiyor. Firak*, bekaya kalbolup başkalaşmıyor. Acz-i beşerî*, fakr-ı insanî değişmiyor, ziyadeleşiyor*. Beşer yolculuğu kesilmiyor, sürat peyda ediyor.
Hem deme: Ben de herkes gibiyim. Çünki herkes sana kabir kapısına kadar arkadaşlık eder. Herkesle musîbette beraber olmak demek olan teselli ise, kabrin öbür tarafında pek esâssızdır. Hem kendini başıboş zannetme. Zira şu misafirhane-i dünyada nazar-ı hikmetle baksan; hiçbir şeyi nizâmsız gayesiz göremezsin. Nasıl sen nizâmsız, gayesiz kalabilirsin?..."