katliamı yapan ülkücü tetikçilerin 14 yıl yatıp akp kıyağıyla salıverilmesi protesto etmek üzere bugün yine katliamın gerçekleştiği apartmanın önünde, öldürülen gençlerin tip'Li yoldaşları ve tkp'liler tarafından, polisin engellemelerine rağmen bir prostesto gerçekleştirildi. http://galeri.uludagsozlu...A7elievler-katliam%C4%B1/
evin önünde bir de basın açıklaması okundu. metni şöyle:
"34 yıl önce yoldaşlarımızı bu adreste katleden faşist katiller, tarihte her zaman solculara, ilercilere, devrimcilere karşı katliamlarda kader ortağı oldukları gericiler tarafından bugün "3. Yargı Paketi" diye adlandırılan, 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla işlenen Suçlara ilişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun yürürlüğe girmesiyle tahliye ediliyorlar. Sermayenin ve emperyalizmin işbirlikçileri iktidarlarını böyle tahkim ediyorlar. Ve sermaye, işbirlikçilerine, tetikçilerine vefa borcunu böyle ödüyor. Kendisine hizmet edenleri, eli kanlı faşist katilleri koruyor, kolluyor.
Karanlığa karşı aydınlık için, sömürüye karşı eşitlik için, emperyalizme karşı bağımsızlık ve özgürlük için mücadele edenler ise bu gerici ve faşist ittifakın hapishanelerinde tutsak ediliyor. Ve AKPliler bunu da utanmadan "Solculara tanınan hak kapsamına gecikmeli olarak sağcıların alınması" olarak savunabiliyorlar. Bu ifade bize, zamanında Süleyman Demirelin Bana Milliyetçiler adam öldürüyor dedirtemezsiniz. Bugün sağ tedhişçi diye bir şey yoktur. Türkiye'de sol tedhişçi vardır, sağ tedhişçi diye bir şey yoktur. Adam öldüren yok yani. cümlelerini hatırlatıyor. Sermaye iktidarları adamlarını korumaya o gün olduğu gibi, bugün de özen göstermeye devam ediyor.
Bugün, sermayenin partisi, emperyalizmin tetikçisi, gerici AKP kendisine yakışanı yapmaktadır. Kendi öncüllerinin açtığı yolda nihai hamleleri gerçekleştirmektedir. Yargı Reformu adı altında ilericileri, yurtseverleri, sendikacıları, aydınları, devrimcileri, öğrencileri hapishanelere kapatıp, karanlığı temsil edenleri ödüllendirmek için getirdiği düzenlemelerle ülkemizi karanlığa boğmaya çalışmaktadır.
Bugün tahliye ettikleriyle aynı yere, sermayeye hizmet eden bir iktidarla karşı karşıyayız. Burada, Bahçelievler'de bunlar vardı. Maraş'ta da, Çorum'da da, 93te Sivasta da katliamları gerçekleştirenler bunlardı. 1 Mayıs 77 bunlardı. 69da Beyazıt Meydanında da, 16 Mart 78de de arkadaşlarımızı katledenler bunlardı. Bin Operasyonda yine bunlar vardı. AKP iktidarıyla birlikte bu katillerin şeflerinden Muhsin Yazıcıoğlunun kahraman ilan edilip, ardından sermayenin, bütün parti ve kurumlarıyla kendisine minnet borcunu ödediğini de unutmayalım.
12 Eylül ve Özal'la başlayan ve bugüne kadar gelen bütün iktidarlar döneminde, bu katillerin çıkarılmasına, çıkarılamıyorsa cezalarının hafifletilmesine uğraşıldı. istisnasız bütün iktidarlar, bu katilleri kurtarmak için düzenlemeler yaptılar, yasalar çıkardılar. Bu eli kanlı katiller ceza hukukunda yapılan bütün değişikliklerden mutlaka ve öncelikle faydalandırıldılar. Bunun nedeni çok açıktır, bu faşistlerin sermayeye sundukları hizmetler... Tıpkı 93te Sivasta arkadaşlarımızı yakanların zaman aşımından faydalandırılmaları gibi işte, bu gerici-faşist ittifakın ileri demokrasisi budur!
Yetmez ama diyerek, AKPden ve onun yolunu açanlardan medet umarak 34 yıl önce katledilen yoldaşlarımızın hesabını soramayız. Bu faşist katillerden ve onların ikizi gerici iktidardan hesap sormanın biricik koşulu sosyalizme giden yolda mücadele etmektir artık. Uzlaşmadan, inatla Aydınlık, eşit ve özgür bir ülke için kavgaya katılmaktır. Yobazın, faşistin karanlığına boyun eğmemektir.
Katillerden hesabı ancak devrimciler, komünistler sorar! Bizler burada yeniden söz veriyoruz yoldaşlarımıza Serdara, Hürcana, Efraime, Latife, Nuriye, Faruka, Salihe söz veriyoruz! Bu söz aydınlık, eşit ve özgür bir Türkiyedir! Bu söz devrimdir!