tigana'nın çağ dışı çizgi defans uygulamasının daha ilk pozisyonda çöktüğü maçtır.
22 yaşımdayım... daha ilkokula başlamamıştım şampiyonluk gördüğümde... sonra ilkokul 1, ilkokul 2 ve ilkokul 5... kendimi hakikaten bildiğim dönemde gördüğüm şampiyonluk da üniversiteye başladığım seneydi... biz sevinmek için sevmemiştik. fevzi ayağının altından kaçırdığında da şampiyonluk kaçırdık, ahmet çakar'ın, alpay'ın üflemesiyle düşen hakan şükür'ün pozisyonuna verdiği penaltıyla da şampiyonluk kaçırdık... yine kaçırırız... problem değil... hem de top oynamadığımız halde, tigana'nın yanlış taktik ve oyuncu tercihlerine rağmen, fenerbahçe'nin bu oyuncu kalitesiyle inanılmaz derecede kötü olmasıyla lidere 2 puan yaklaşmamıza rağmen yine de şampiyon olamayabiliriz... dedik ya, biz renklere, armaya, formaya aşığız... bu sene oynadığımız oyunla şampiyonluğu hak etmedik... tigana tarihin en kötü lig performasında, kendi tercihi olan kaliteli oyuncularla, diğerlerine ayak uydurdu... fırsatı değerlendiremedi... çizgi defans, iki trabzon maçında yaktı, inönü'deki sivas maçında yaktı, ilk yarıdaki antalya maçında yaktı, ikinci yarıda antalya, sivas, rize maçları tarihi hezimete gidecekken, galip gelindi... kupa maçından sonra selçuk dereli için rezalet dedik... ama bu sezon şampiynluğu hak etmesek de almamızı istiyordum... vurarak, kırarak, hakemle ya da diğer etkenlerle... 2003-2004 sezonunda nasıl (ç)alındıysa bizden şampiyonluk, o sezonun diyetini görmek istiyordum... ama tigana'yı hesap edemedik... aslında hesap ettik de, dile getirmeye içimiz el vermedi... bir söz tümer'e, tepki gösterdik... tepkimiz, "beşiktaş'tan başka takımda oynamam" deyip, gittiği içinidi, lafının altında kaldığı içindi... öyle veya böyle "profesyonellik" adına gitti... ama maçtan sonra geçen yılki, kupa finalinden sonra çekilen ve 100. yılda şampiyonluk kupasıyla çekilen, 100. yıl kadrosunun fotoğraflarının bulunduğu koridorda "benim fotoğrafımın burada ne işi var hala?" demesi hakikaten ayıpların en büyüğü... ayrıca, kadıköy'deki küfürleri duymazdan gelen veya kadıköy'de küfür edilmiyor zanneden bünyeler nedense ısrarla, "beşiktaş tribünleri küfür ediyor" demekle kendilerini tatmin ediyorlar... dün 90. dakikada bile susmayan taraftara yazık oldu... yıldırım demirören... 18 milyon dolar borçla devraldığı kulübü 71 milyon dolar borçlu hale getiren, bunu yaparken sportif başarıda hiçbir başarı gösteremedi... tigana'ya ısrarla sahip çıktı... rıza'nın günahı neydi? del bosque'nin günahı neydi?
gönlümden geçen feyyaz-ertuğrul ikilisi ancak uzun vadeli, hep arkalarında olunarak, harcanmayarak...
son olarak, her zaman söylediğim gibi; haluk ulusoy, aziz yıldırım, yıldırım demirören, adnan polat, şekip mosturoğlu, levent erdoğan, ergun gürsoy, murat özaydınlı, mahmut uslu, celal kolot gibiler türk futbolundan elini çekmedikce, türk futbolu hiçbir zaman ilerleme kaydedemeyecektir... ancak milli takım başarılarıyla, 2000 yılındaki galatasaray'ın elde ettiği uefa kupası ve süper kupa ile övünürüz...