ufacık bedenine sığdırdığın kırgınlıklarla
ve güneşin ardında bıraktığı yalnızlıklarla
irmaklar gibi çağlayarak ve kükreyerek geliyorum
yağmurlar gibi seviyorum seni
dağların en yamacından iniyorum
sonsuz bir yangından geçerek ölüme ve ölümsüzlüğe geliyorum
gökyüzü, özgürlük, su gibi seviyorum seni
çöllerin yağmura hayratliği kadar
özgürlüğün anlamı kadar
rüzgarlar gibi hızlı
umutlar kadar büyük seviyorum seni.