bayram arefesi tıraş olunacak bir berber aranır, kalabalık caddeden üzerinde el yazısıyla "berber" yazan tabelanın işaret ettiği yöne gidilir, sessiz dar karanlık bir sokaktır, burna garip kokular gelir, berber bulunur, ikinci kata çıkılır ve "selamün aleyküm" diyerek kapıdan içeriye girilir, kalfa yerleri paspaslamaktadır, paspas suyu kıpkırmızıdır, tavan arasında bir berberdir burası. tek bir koltuk vardır ve oraya oturulur, camdan dışarısı izlenir, grimsi bir hava hakimdir, o an omzuna bir el dokunuyor ve ürküyorsun. "nasıl olsun bayım" diyen sese "abi yanları üçe vur üstleri kısalt" dedikten sonra başını kaldırıp sweeney todd'un ciddi yüzüyle karşı karşıya kalıyorsun, yüzün sararıyor, dizlerinin bağı çözülüyor.
(bkz: sweeney todd)