dead man

entry23 galeri
    3.
  1. Kendi tarzını ortaya koymuş bağımsız yönetmen Jim Jarmusch'dan yine özgün bir film.
    Siyah-beyaz olarak çekilen film; kızılderelilerin aziz, beyaz adamların suçlu olduğu bir dünyada geçiyor. Filmin genelinnin de western koktuğunu da hatırlatayım.

    Filmin olay örgüsü de şöyle; William Blake yeni bir hayata başlamak amacıyla geldiği kasabada bir cinayete karışır ve de burada ciddi bir yara alır. Filmin genelini Blake ölümle yaşam arasında giderek baygın bir şekilde ilerliyor. Blake'in bir kızıldreliyle karşılaşmasıyla ölü adamın yolculuğu başlıyor. Bu tarz filmde oyuncunun performansı çok önemki çünkü izleyinin onun bir bakışından bile farklı anlamlar çıkarabileceği bir film. Depp de harika bir peformonsla Jarmusch'un anlatmak istediklerini izleyiciye anlatmasında aracı olmuş. William Blake hikayenin ilerleyen bölümlerinde masum yapısından kurtulur ve kendisini bulur. Bir başka deyişle William Blakein yaşamdan ölüme geçişini görürüz.

    Filmin bütününe şiirsellik hakim. Bir başka deyişle Dead Man için varoluşu anlatan bir yapım olarak da tanımlayabiliriz.

    "Her gece ve her sabah, doğar bazıları acıya. Her sabah ve her gece doğar bazıları tatlı hazza. Doğar bazıları sonsuz geceye..."

    "Kalbinin yanında beyaz adamın metali var. Kesip çıkarmaya çalıştım, ama çok derinde. Bıçak kalbini kesebilir ve ruhunu özgürleştirebilir. Aptal beyaz adam..."

    "Birbirine benzer şeyler, doğada birbirine benzemek için büyür ve konuşan kayalar uzun süre güneşe bakarak uzandılar. Bazıları onların şimşekle birlikte indiklerine inanıyor ama ben yerde olduklarına ve aşağı doğru fırlatıldıklarına inanıyorum."

    "Pencereden dışarı bak. Bu sana sandalda olduğun zamanı anımsatmadı mı? Ve sonra o gece, uzanmış tavana bakıyordun, kafandaki su manzaradan farklı değildi, kendi kendine düşünüyorsun. Nasıl oluyor da manzara akıp giderken sandal hareketsiz kalıyor."
    5 ...