"birbirine ters düşen öyle çok şey gördüm, birbiriyle çelişen öyle çok şey duydum ki! o görmeler yüzünden gözlerim eşyanın yüzeyinde, ruhu özü örten o ince sert kabukta aşındı. artık hiçbir şeye inanmıyorum, hatta şimdi eşyanın ağırlığından, sabitliğinden, açık seçik gerçeklerden şüphe ediyorum. avludaki taş havana parmağımla vursam ve sorsam: sabit misin, muhkem misin? - evet! diye cevap verse bilmem inanır mıyım?"