6 temmuz 2012 guns n roses istanbul konseri

entry29 galeri video1
    26.
  1. ortaokulda hayatıma kattığım bir tutkuydu guns n' roses. bu tutku giderek arttı. yıllar sonra en sevdiğim grup sorulduğunda "led zeppelin" demeye başladımsa da, guns'ın yeri hep ayrıydı. grupla ilgili sevmediğim tek bir şey bile bulamıyordum. LA Guns, Hollywood Rose, köklerine kadar özümsemiştim bu serseri, kabarık saçlı adamları. takıldıkları groupileri bile sever olmuştum, My Michelle dinle3rken, "keşke biri benim için şarkı yazsa" diyen Michelle'i düşünüp burukça gülümsedim her seferinde.

    konser olacağını duyduğumda heveslenmemeye çalıştım. herkes gibi ben de, eski guns'a aşıktım. chinese democracy'i de sevememiştim zaten. nedense, konserde çoğunlukla ondan çalarlar diye avutuyordum kendimi. bilet almaya da param yoktu zaten. derken dün akşamüstü, annemden gelen bir telefonla yeniden heyecanlandım, giyinip fırlayıverdim evden. son zamanlarda keyifsiz olduğumu biliyordu, keyfim yerine gelsin diye bilet bulmuş bana bu muhteşem kadın.

    konser öncesi alanda beklerken huzursuz huzursuz oturuyordum. çocukluk aşkımı görecektim, bari bir kez baştan sona dinleseydim chinese democracy'i dedim, en azından az da olsa eşlik edebilecek kadar. ama işte, çok ani olmuştu her şey. derken bir hareketlenme oldu ve konser başladı.

    heyecandan delirecek gibiydim. Axl sahnedeydi, senelerce izlediğim kliplerindeki gibi, salına salına söylüyordu şarkıları. yüzü, şapkası, ceketleri, hepsi olmasını istediğim gibiydi. genç Axl'a aşıktım ben, dün bu haline de aşık etti! konser ilerledikçe daha da deliriyordum. çoğunlukla eski şarkıları çalıyorlardı, hepsine eşlik ettim bağıra bağıra. november rain'de gözlerim doldu, don't cry'da ağlamamak için şapkamı ısırıp durdum. rocket queen'den önce ekranlarda beliren kadınları gördüğüm anda anladım çalacak şarkıyı. civil war'u hiç bu kadar hissederek dinlememiştim. knockin' on heaven's door'da "daha ne kadar sürecek mna koyim" diyen dallamara inat, nefesim yettiğince söyledim yaklaşık 20 dakika boyunca.

    axl alıştığım, bildiğim, olmasını istediğim gibi söylüyordu şarkıları, noktası virgülüne, onunla aynı şekilde söyledim ben de, aynı yerlerde durduk, nefes aldık. aynı kelimeleri aynı şekillerde uzattık. guns n' roses'ı ilk keşfettiğim zamanlardaki kadar heyecanlıydım. onlar da yarı yolda bırakmadılar, 3 saate yakın kaldılar sahnede, içimde kalan bir kaç şarkı elbette ki olacaktı, nasıl olmasın? ama yine de, en önemlileri, en duymak istediklerimi söylediler. estranged, you could be mine, nightrain, yazarken bile dünkü kadar heyecanlanıyorum..

    ben de isterdim orada slash olsun, duff olsun, steven olsun. ben de isterdim mr dizzy reed diye haykırdığım gibi onlara da bağırabileyim. ama bu kadroyla olabileceğin en iyisini verdiler dün gece. özellikle de daha guns - n - roses diye bile bağırmayı becerememiş bir seyirci topluluğuna.

    seyirci gerçekten iyi değildi. don't cry'da öpüşmeye gelmiş mıymıntı çiftlerle doluydu dört bir yanım, şarkıları bilmedikleri gibi, ben orada gözlerim dola dola, kalbimin ritmi bozularak eşlik ederken kafanı çevirip çevirip rahatsız bakışlar atan küçük şırfıntı, beni iyi dinle. konser öyle senin izlediğin gibi izlenmez. ha, grubu o kadar da sevmiyorsan ama gelmişsen, gerçekten sevenlere sikson bakışlar atmaya zerre kadar da hakkın yok. kulağının dibinde bağırmış değilim, arkamdaki grup gibi sırf dalga geçme amaçlı anırmış da değilim (evet "kız çıldırıyo" diyen ibne, sözüm sana).

    93 konseri diye tutturanlar var. elbet daha güzeldir, daha cayır cayırdır, 1 yaşındaki halimle keşke biri elimden tutup götüreydi beni de. bizim çağımızda böyle güzel şeyler olmadı, böyle efsane gruplar çıkmadı, biz geçmişi deşip bizim olmayanı bizim yapmak zorunda kaldık. konser alanında "bebeler" diye nitelendirildiğimiz, küçümsendiğimiz anlar oldu ama ben dün gece estranged'de de axl'la birlikte nefes alıp, onunla sustuysam, kimse guns n' roses'ın sizin olduğu kadar benim de olmadığını iddia edemez.

    edit: eklemesem olmazdı, don't worry mom, i am with axl.
    0 ...