Bu devletin guncesini okuyunca ürpertici bir donukluk gozlerinizden sızarak, sizinde bedeninizi ele gecirmiyor mu? Muktedirlerimizin kendilerini sağlama alabilmesi için harcadıkları ömürlerin öykusune sık sık denk geldiğimizden dolayı acaba o satır aralarından sızan dehşet çokca mı kanıksandı... Artık zihnimizi yoracak tek bir şaşkınlığımız olamayacak kadar içsellik sularına mı kulac atıyoruz.. sahi ne zaman ve nerede başladı öldürülmenin, yok edilmenin bizim yazgımız olduğuna inanmamız..
Hiç yaşanmamışcasına bir nisyana harmanlanarak tarihin arka sayfalarına itelenmeye çalışıldığımız hayatlara alıştırmanın tarihini bu coğrafya, 77 mayısındaki 1 mayıs'la prömeyerini yaptı. Yuzbinlerce emekci ve emekten yana tavır alan ilericinin doldurduğu meydanın bir anda katliama dönüşmesidir muktedirlerin kendi guclerini sergilemekte ki pervasızlığın kırılgan anı.. Otuzaltı omrü bir anda yerküreden sökün ettirerek karanlık bir ebem kuşağına sarmalayarak, otuzaltı ömrü aramızdan usulca alarak çıkıp gitmişlerdir. Otuzaltı ömürle bizlere zamanı gelince nasıl korkunc olabileceklerini, nasıl katliama uzanabileceklerini, yaşamları nasıl harcayabileceklerinin ispat rüştünü sergilemişlerdir. O kırılgan an, bizlerden ayrı aylalarda yer aldıklarının göstergesidir. Otuzaltı yaşamı tarihin zaman aşımına kurban ederek, zihnimizden koparmanın eşiğinde, silinmiş geride bırakılmış bir ana gömmerek unutturmaya çabalamalarıdır gercek yuzleri.
Kendi guclerine harcadıkları ömürlerimiz bu coğrafyada yaşayan herkesin miladıdır. canlılığını hala ilk gunkü gibi koruyan, bizimle yaşayan ve bizim tarihimize özne olan otuzaltı yaşam en kıymetli hazinemizdir. Unutuşun kahredici ağırlığını uzerimize urba olarak giydirmeye çalışan muktedirlerimize inat, emeğin, özgürlüğün, bağımsızlığın cisimleşmiş halidir otuzaltı yaşam. Gecmişimizi takvimlerden çıkarmaya çalışanlara inat ışıldayan bir onur olarak anımsayacağız otuzaltı yaşamı. Acısını içlerimize derin işleklerle kazıdığımız bu ömürlerin, katilleri gun yuzune çıkarılana kadar her mayısta karanfiller taşıyacağız alanlara. Her mayısta yerkürenin arzı kadar sıcak olan yüreklerimize basacağız öfkelerini. Kıyılan canlara, kırılan camların istatiklerini hamasi nutuklarına sıkıştırarak sununların kaşar gulumsemelerine inat zamanımız ilerlemeyecek bizim..
otuzaltı canımızın öldüğü alanlara karanfil taşıyacak çoçuklarımız tükenmedi daha aradan otuz sene gecmiş olsa bile, hala oradayız hala 1 mayıs 77 deyiz... Kendimizden sonrasına verebileceğimiz mirasımızın onurundayız..