tabi öncelikle gerçekten bir allahın var olup olmadığı tartışılmalı, baz alınacak cevap/cevaplara göre de cinsiyet sistemi analiz edilmelidir. ben kendi algı sistemime göre doğal olarak "yoktur" cevabını kabul edecek ve bu sorunun cevabını sistemin içinde arayacağım. elbette bahsettiğimiz bu sistem, ataerkil sistemdir. beraberinde kadının kendisinden daha aşağı bir seviyede olduğu, kadının yalnızca doğurganlık için var olduğu gibi düşünceleri getirir ki eski toplumlarda, en azından tek tanrılı dinlerden sonra, kadının yeri toprağın altına daha gömülü bir hale gelmiştir. kadın hiçbir zaman kahraman değil, fakat erkek kahramanın kurtardığı masum olarak görülür. kadının kahramanlığı ise, erkek bir kahraman doğurmaktan öteye gitmez. evinde, tarlasında çalışır, çocuk doğurur, güzelliğin sembolü görülüp erkeklerin yatağını ısıtması gerekir, dövüşemez, dövüşse de erkeğe gücü yetmez, ancak bir topluluğu güzel kalçaları sayesinde peşinden getirtebilir. bu elbette çoğu erkeğin bakış açısı(idi) ve bu minvalde kadın edilgen bir sembol olmaktan öteye gidememiştir. peki lider dediğimiz, etken midir edilgen midir? bunun cevabını biliyoruz.
her dönemde, kadın bu aşağılık rolü malesef oynamış, kendisine biçileni giymiştir. e durum bu olunca, kadının peygamber olarak görülmemesi kaçınılmazdır. kadın lider olamaz, dolayısıyla bir dini inşa eden, kitap yazan erkek kişi asla kadın bir peygamberden bahsetmeyecektir.
bunun yanı sıra, görüyoruz ki ataerkin zehirli dili yine tüm beynimizi yalıyor. "kadın peygamber"
