halifeliğin kaldırılması

entry70 galeri
    24.
  1. M. Kemal'in has adamlarından Falih Rıfkı Atay, hilâfetin kaldırılması kararının alınışının şâhidi olarak şunları anlatmaktadır.

    "Atatürk, o akşam biz devrimcileri sofraya çağırdı. Yemeğin bitimine doğru, 'Çocuklar, yarın hilâfeti kaldırıyoruz" dedi.

    "Çılgınca alkışladık, sevinç içinde 'Bunu sizden başkası yapamaz Paşam!' dedik."

    "Peki öyleyse, dedi Atatürk. Geçin öbür odaya, yazın bir takrir. Ben onu hocalara imzalatayım. Yani Hilâfetin kalkmasını hocalar istemiş olsun.

    "Geçtik yazdık. Sabah Atatürk, eliyle Meclis'e getirdi, odasına çıktı. Hocaların kendi aralarında toparlanarak, bu 'Hilâfeti ilga takririne' ateş püskürdüklerini Atatürk'e biz haber verdik. Hocalar aşağıda hâlâ bağırışıp çağırıyorlardı. Gazi, bunun üzerine öfkelenerek:

    "Çağırın bana aşağıdan Rıfat Hoca'yı"

    "Çağırdılar Hoca hem öfkeli, hem sıkılgandı. Mustafa Kemal yüzüne bile bakmaksızın:

    "Hoca şu takriri imza et, dedi

    "Ama paşam, Hilâfetin ilgası gibi ciddi bir konuda, müzakere filan olmaksızın; Sonra biz, din adamları bunu istemi...."

    "Hoca imza et dedim, keyfini bozarım sonra.."

    "O günlerde istiklâl Mahkemeleri, her gün birçok kişiyi sallandırmakta zaten; Sonradan Diyanet işleri Başkanı olan Rıfat [Börekçi] Hoca biraz yutkundu, ama mecburen imzaladı. Üzgün, öfkeli bir halde aşağı inince hocalar etrafını sardılar. Onun, 'Şöyle bağırdı, böyle zor kullandı' demesine vakit bırakmadan:

    "Neee? Yoksa takriri imzaladın mı? Diye bağırdılar. Hoca:

    "Canım, imza değil de, ne yaparsın! Şöyle bir boktan Rıfat attık işte".
    -----------------------------------
    KAYNAK: Kemalist Falih Rıfkı Atay'dan naklen; Burhan Bozgeyik, Kim Cumhuriyetçi Bediüzzaman mı M. Kemal mi?, sayfa 214.
    2 ...