restoran/çay bahçesi/büfe vb. yerlerde yemek yiyen insanlara tavsiyelerdir.
uzun zamandır olan ps vita alma hayalimi gerçekleştirmek için pazartesi günü bir restoranda garsonluk yapmaya başlamıştım. dün, yani salı günü ise işi bıraktım. toplamda 2 gün çalıştım ve gördüğüm şeyler inanılmaz iğrençti. zamanında başka bir restoranda çalışan bir arkadaşımı aradım ve "sizde de öyle miydi?" diye sordum. evet, hemen hemen her yerde öyleymiş.
ilk tavsiye: dışarıda ev yemeyi yemeyin.
1) tabaklarda yağlı yemekler yenmediği sürece süngerle ovulmuyor. sadece su tutulup görülen kirler temizleniyor.
2) sünger zaten yağı gidermek için, yoksa temizlik için değil. tabakları sildiğimiz sünger kaç kere yere düştü. yıkamaya tenezzül etmedi adamlar.
3) zaten çalışanlar da kirli oluyor. tuvalete gidip ellerini yıkamıyorlar. çöp döküyor, yerden çöpleri alıyor, burunlarını her yerlerini karıştırıyor, ellerini yıkamadan bulaşıkları yıkıyorlar.
4) çatal, bıçak, kaşık yere düştüğünde su tutmaya tenezzül etmiyorlar. eğer bir toz toprak varsa elleriyle (pis elleriyle) kazıyıp yerine koyuyorlar.
garsonlarla iyi geçinin:
1) yemeğinizi getiren garsonlarla iyi anlaşın. ben yapmadım ama yemeğe tüküren garsonlar görmedim değil.
içtiğinize dikkat edin:
1) bardaklar asla yıkanmıyor. evet doğru duydunuz! çalkalayıp koyuyorlar. eğer kahve vb. bir şey içilmişse kahve izlerini elleriyle ovalıyorlar o kadar. zaten benim çalıştığım yerde inanılmaz bir müşteri kalabalığı vardı ve bardakları sadece çalkaladığımız halde bir bardak yığını oluşuyordu. eğer hepsini yıkamaya kalksak işin içinden çıkamazdık.
2) çay kaşıkları ise zaten yıkanmıyor. 30 tane çay kaşığını bir bardağa koyuyorduk ve o bardağı suyla doldurup döküyorduk. alın size temiz çay kaşıkları!
ben bulaşık bölümünde daha çok çalıştığım için bu konuda yorum yapabilirim. diğer konuları bilmiyorum fazla. ama bu benim iğrenmeme yetti.
temiz çalışan yok mu?
var elbette. örneğin ben ellerimi durmadan yıkardım (titiz olmamdan dolayı) ve tabakta ne olursa olsun süngerlerdim. sürgeri durmadan yıkardım. ama bardaklara aynı hijyeni gösteremedim maalesef. bunun sebebi deli gibi çay bardağı doluşmasıydı. özellikle sabahları (hiç abartmıyorum) 300-400 çay bardağı birikiyordu. zaten ilk geldiğimde çay bardaklarını da süngerliyordum ve ovalıyordum (temiz ellerimle), ancak bardak yığınının oluştuğunu fark eden garsonlardan biri "uğraşma o kadar yahu! biz buradakilere hayvan muamelesi yapıyoruz, çalkala koy! nasıl olsa annemiz babamız yemiyor burada!" diye beni uyardı.
bütün çalışanlar öğleyin yemek yerdi. kimi pilav, kimi çorba, kimi kızartma. ancak ben hiç yemedim. ben hep poğaça vb. yedim. tabakların nasıl yıkandığını biliyordum çünkü. çay molası verildiğinde hazır içecekler içtim hep. çünkü bardakları yıkayan kişi bendim, biliyorum ki temiz değil.
son olarak, bu hijyen olayları sizi dışarıda yememek konusunda ikna etmemiş olabilir. ama eğer çalışanların müşterilerin arkasından ne biçim konuşulduğunu bilseydiniz, işte o zaman bir daha restorana lokantaya uğramazdınız.