dünya durdukça başımızda durası hükümetimizin vatandaşı aldatmaya ve gazıklamaya yönelik müthiş hamlesidir...
efendim tanıyanlar bilenler bilir, şahsım senelerdir mekanik tesisatlar alanında hizmet veren bir firma sahibiyim, yani doğalgaz işleri ve mühendislik hizmetleri iş kollarımızdan birisidir.
hal böyle olunca da doğalgaz'daki akepe çakallığını yazmadan geçmeyelim dedik...
yıllardır devlet bahçeli tabiriyle "fortumu değil ganalizasyon borusunu vatandaşa döşeyen" iş bilmez hükümetlerimiz, borunun en büyüğünü bu doğalgaz sayesinde döşemekten geri kalmamıştır.
90'lı yılların başından beri ferdi ısınmada geleneksel yöntemleri bırakıp rus'un, iran'Lının gazını yakar olduk evlerimizde.
avrupa ve dünyanın diğer ileri medeniyetleri de doğalgaz ile ısınmasına rağmen biz onların en zenginlerinin tercih ettiği sistemleri evlerimizde kullanmayı seçtik, ve tüm avrupa'nın ıskartaya çıkarttığı konvansiyonel kombileri evlerimize sokarak münferiden ısınma ihtiyacımızı giderdik...
çoğu zaman götümüze giren gazıktan canımız acıdıkça bağırsak da, gelen her zamda kombinin termostatını bir diş kıssak da bu zevk ve lüksten vazgeçemedik.
müteahhitler daire yapıp satarken gelen talep doğrultusunda ısıtma sistemlerinde hep bireysel ısıtma(kombi) sistemlerini tercih ettiler.
esasen bir mühendislik hatası olan bu tercih bu güne kadar bize milyarlarca dolarlık bir gazık olarak geri döndü haliyle.
bakınız muhterem müminler,
fiziğin birinci kuralı, çoğunuzun bildiği gibi "hiçbirşey yoktan varolmaz, vardan yok olmaz" kuramıdır.
enerjide de durum bu minvalde, enerji durduk yerde bedava elde edilen birşey olmadığı gibi, bizim memleketimiz de dünyanın enerji fakiri ve enerjiyi pahalıya elde eden ülkelerinden biridir.
bu gerçekten yola çıkacak olursak bizim yapmamız gereken ilk şey, enerjiyi verimli kullanmak ve tasarruf etmektir.
şimdi, evlerimizde kullandığımız ısıtma sistemleri ile tasarruf etmek gayet mümkün iken, biz hovardalık yapmayı seçenlerdeniz. e böyle olunca da giren gazık sonrası bağırmaya hakkımızın olmadığını düşünüyorum.
şimdi örneklemelerle bu konuyu biraz daha açmaya çalışalım.
efendim, 10 daireli bir apartmanda merkezi ısıtma sistemi ile münferit ısıtma sistemi arasında tasarruf oranı yüzde 20 lere kadar çıkmaktadır.
yani bu 10 tane öküz, evlerinde kombi kullanacaklarına, merkezi sistem kalorifer kazanı, hatta yoğuşmalı tip kazan tercih etmiş olsalar, ve yine bu sisteme yapılacak çeşitli eklemeler ile(ekopanel, üç yollu dağıtım kollektörü) yüzde 25-30'lara varan enerji tasarrufu yapıp daha az bedelle ısınabilirler.
ama malesef bizim toplumumuzda böyle ortak yaşama kültürü yerleşmediği için münferiden ısınarak avrupalıdan metreküp bölü saat alanında yüzde 30 daha fazla gaz tüketiyoruz...
bakınız avrupa'da, rusya'da 300-400.000 nüfuslu şehirler tek bir merkezi sistemden ısıtılarak adam gibi ısıtılırken, bizler evlerimizde kombi yakarak üşüyoruz.
zira bu hususta bir kanunumuz yoktu şimdiye dek, ama artık var.
dünya durdukça başımızda durası hükümetimizin aldığı bir kararla bundan böyle belli bir metrekare alanını içeren yapılarda kombi sistemi kurmak yasaklanmış, merkezi sistem ısıtma zorunluluğu getirilmiştir.
bravo...en sonunda uyandık, bu hususta alkışlıyorum hükümetimizi. ayrıca bu karara ek olarak binalara izolasyon zorunluluğu da getirildi, halk arasında "mantolama" olarak bilinen bu izolasyon da ısı kayıplarını önemli ölçüde düşürmekte, asgari seviyeye indirmektedir.
lakin yine yasal düzenlemeler ile eskiden beri merkezi sistem kullanan site ve binalar bu kapsama sokulmayarak izolasyon yapımı için 2017'ye kadar süre verildi, ama bunların merkezi sistemlerine "payölçer" adı verilen bir alet koyma zorunluğu getirildi.
nedir hacı bu payölçer?
adı üzerinde işte hacılar, pay-ölçer...
yani merkezi sistem kullanan binalarda hanelerin ısınma için ödeyeceği meblağı belirleyecek cihaz.
eskiden malumunuz bu tip yerlerde kazan dairesine ait tek bir doğalgaz sayacı bulunmakta, gelen doğalgaz faturası hane başına bölünerek yönetici tarafından site sakinlerinden toplanmaktaydı, bu da önemli anlaşmazlıkları da beraberinde getirdiği gibi, misal gün içinde evde olmayıp çalışan aileler gün içinde kullanmadıkları/yararlanmadıkları halde yüklü meblağlar ödemekteydi.
işte bu payölçer cihazları sayesinde hükümet bunun önüne geçmek istemiş,
bu sisteme göre, her daireye 6-7 adet payölçer konulacak ve bu payölçerler o dairenin kullandığı kaloriyi kilo kalori cinsinden kaydederek o daireye düşen ödeme miktarını ortaya çıkaracaktır.
misalen 3 numaralı daire ay boyunca 300.000 kilo kalori ısıl enerjisi kullanmış, 7 numara ise 90.000 kilo kalori ısıl enerjiye ihtiyaç duymuş.
bu durumda siteye gelen doğalgaz faturası dairelere bu şekilde orantılanıp paylaştırılacak, 3 numaradaki eskimo 400 tl öderken 7 numaradaki bedevi 120 tl gibi bir para ödeyecektir.
tabi tüm bu düşünceler kağıt üzerinde gayet güzel...
lakin uygulamaya geçildiğinde nasıl laçka ve dingil bir icat olduğu ortaya çıkıyor.
öncelikle bu payölçer cihazları üzerinden bir tekel oluşturuluyor.
zira bu payölçerler bir tek alarko firması tarafından ithal edilmekte, ayrıca bu sistemin sayaç okuma işi de alarko servisleri tarafından yapılacak, alarko bu durumda bu payölçer cihazlarını kullanacak binalardan 10 senelik sözleşme talep ediyor...
yani bu cihazı taktıracaklar 10 sene boyunca alarko'ya bir de sayaç okuma bedeli ödemeyi taahhüt edecekler...
ayrıca, ipnelik parayla değil ya, bu payölçer cihazı ısı enerjisini ölçebilen bir cihaz, yani ortamın sıcaklığı ile ölçüm işlemi yapıyor. yani hin oğlu hin türk milleti buzluğa havlu koyar, sonra bu havluyu bu payölçerin üzerine örter ve payölçer sayacını çalışmaz hale getirir mi? elbet getirir...
dolayısıyla bu sistemi kurduracak binalar derhal bu yanlıştan vazgeçmelidir. yoksa yakında gazetelerin 3 sayfasında çokça bıçaklanmış veya vurulmuş yönetici ve apartman sakini haberleri ile karşılaşmak gayet mümkün.
şimdi bu akepe hükümeti bu işi neden alarko'ya verdi, yoksa alarko istedi diye mi böyle bir kanun çıkardı o mevzuya hiç girmeyeceğim. aklı olan herkes düşünür bir kanıya varır elbet.
halk dünyanın en pahalı doğalgazını kullandığından şikayetçi iken, doğalgazı ve doğalgazdaki gazıkları azaltmak yerine bu tip saçma salak ve mühendislik bilmine aykırı çözümler üreten akepe kadrolarındaki prof zihni sinir kimdir çok merak ediyorum.
en pahalı doğalgazı kullanan halkımız şayet ortak paydada buluşabilirlerse çözüm üretebilir, götlerine giren doğalgazık ı yüzde 50 oranında azaltabilir.
ama garp kafasıyla kanun çıkarıp şark milletinin bunu uygulamasını beklemek de ne kadar mantıklı takdir sizin.
"e amına çakayım, madem bu kadar biliyon, doğruyu yazsana ebenin amı" diyenler az sabrederse yazacağım...
çözüm;
bakınız muhterem müminler, çözüm bizim gibi çarpık ve plansız yapılaşan bir toplum için çok zor gözükse de başarılmayacak gibi değil.
göttüngen'liler bile şehri 2 ana ısı santralinden ısıtıp, kavgasız, dövüşsüz ucuz bir şekilde ısınıyorlar.
şimdi pek tabi istanbul-bursa-ankara gibi şehirlerimiz için böyle büyük ısı santralleri kurmak ve 300-400.000 kişinin merkezi bir şekilde ısınmasını sağlamak çok güç. hatta imkansız. ama bu rakamı aşağılara çekip sokak-cadde ve hatta mahalle bazına indirgemek gayet mümkün.
bugün bir dairenin doğalgaza dönüşümü(kombi sistemi ve tesisatı) yaklaşık 4000 tl civarında bir bedele malolmakta, hükümet vatandaşa kredi sağlayarak misal 1000 nüfuslu bir mahallenin ısıtma sistemini
hane başına 4000 tl'den 4000 x 1000= 4.000.000 tl'ye yenileyebilir. aslına bakacak olursanız bu sistemi kurmak 1.5-2 milyon tl'ye mal olur, dolayısıyla kurulumda neredeyse yarı yarıya bir avantaj sağlanabilir...
çözüm bu kadar basit.
hadi o olmadı mı? binalara payölçer takacağınıza "kalorimetre" cihazları takarsınız, kalorimetre ler bildiğin sus sayacı mantığıyla çalışan cihazlardır, yani içinden geçen sıvının miktarını ölçer,i dolayısıyla yerinden sökmeden bu cihazla oynamak mümkün olmayacağı gibi, merkezi ısınan yerlerde kavga-dövüşlere son verir, aidatını ödemeyen ipnelerin vanası kapatılır...
tabi eski sistemlere bu kalorimetreyi uygulamak güç, ama imkansız değil, hane başına 1000 tl bir masrafla bu sisteme geçilebilir ve fıstık gibi ısınılabilir...
ama pek tabi, fiili olarak bu işlerle uğraşan insanların fikirleri ve çözümleri dinlenmeden badem bıyıklı danışmanların dahiyane(!) çözümlerine itibar edilince kaos olması kaçınılmaz oluyor.
yani vatandaş, seni tebrik ediyorum, bu yazıyı buraya kadar okudun ya, helal olsun sana...
ama yazıyı okumak bu kış da kazıklanmayacağın anlamına gelmiyor tabi.