said nursi nin peygamberliğinin kuran da geçmesi

entry11 galeri
    9.
  1. onlar çok şey yazmışlar, yazık ki biz düşünerek kafa yorarak ve sürekli işleyerek anlayacak bir "kafa"dan mahrumuz. müteşabih ayetleri anlamadık. Bm. "Allahın eli onların ellerinin üzerindedir" dendi, Allahın kendi elini onların elinin üzerine koyduğunu zannettik. Bm. "Cenab-ı Hak sizin aklınızdan geçenleri de bilir" dendi, ama bizim aklımıza yalan makinesi benzeri bir şey geldi.
    islamda övmenin bile bir sınıra sahip olduğunu unuttuk. Üstelik onlar Atatürke Allah dedi diye, biz de kendi başbakanımızı peygamber yerine koyma ihtiyacı hissettik. "Fetullah Gülen neden Türkiyeye gelmiyor, demek ki korkak, korkak adamdan hoca olmaz" diyenler oldu, doğru bir şey söylediğini zannetti, doğru bir şey söylediğini zannettik.
    velhasılı, herşeyi yanlış gördük, herşeyi yanlış anladık. kendi dinimize de yazık ettik, kendimize de yazık ettik, şimdi o yanlış anladığımız iki gram bilgiyi yarımız unuttu, unutmayanlar da o çer çöple övünmeye devam etti.
    Said-i nursi peygamberliğini ilan etmiş. "risale"yi kurandan üstün tutmuş. zaten o da öyle değilmiş şu şöyle olduğundan ötürü de bu böyleymiş.
    4-5 aydır risale okuyan biri olarak (yine de risaleden çok başka şiir kitaplarını okuduğumu söylemeliyim, demek istediğim yanılıyor olabilirim.) üstadın kibirli biri olduğunu söyleyebilirim. kendisini son asrın en büyük alimi, risaleyi de kuranın en güzel açıklaması olarak tasvir eder. ve ister istemez, evliyadan biri de olsa, fazladır bu kadar övünmek. ama risaleyi kurandan üstün tutmak, kendi peygamberliğini iddia etmek! haşa summe haşa! bir kitabın açıklaması nasıl ondan üstün olabilir ve bir şahısın arkasından yürüyerek asla onun önüne geçmeyen bir kişi onunla nasıl denk olabilir!
    fazla uzattıysam affedin, diyeceğim o ki, Necip Fazıl'ın (ki o da diğer "üstad"dır) öğretisini nasıl kendi müritleri bozduysa ve yanlış anlaşılmasına sebep olduysa, Said-i Nursi de, Allahın türlü cefalarla sınadığı sadık kulu rahmetullahi aleyh, kendi müritleri ve öğrencileri tarafından aynı akıbete tutulmuştur.
    özetle:onlar doğrusunu söyledi, biz yanlışını anladık!

    edit: bir insanı kafir veya münafık olmakla suçlamak için yeterli deliller bile yetmez, onu ancak yüce yaradan bilir, ancak onun mahkemesinde belli olur.
    2 ...