ne ergenlikle ne de mallıkla alakası var bunun.insan gerçekten birini kalpten gönülden sevince anlayabiliyor bazı şeyleri.Aşk acısını,ayrılığı,mutluluğu,huzuru daha iyi kavrayabiliyor.Hayata daha sıkı sarılıyor mesela.eski eskilerde kalamıyor bazen.atamıyor insan içinden işte.eski sevgili demeye bile dili varmıyor bazen.sadece dediği ve kendine verdiği tek bir sözü oluyor,benden ne kadar uzak olursan ol hep kalbimde yaşatacağım seni belki de tek tesellisi bu söz.kimi ayarlarsanız ayarlayın hiç biri onun gibi olamaz ki!,imkansızlık işte bu kadar anlaşılır aslında.eğer bir insan gerçekten birini çok sevdiyse o aşk hiç ölmez hep içinde yaşar ve sırf birlikte olamayacağı içinde sevmekten vazgeçmez,ağır bir yüktür bu,kan kusar ama kızılcık şerbeti içtim der.O yüzden de gizli gizli kuytu da köşe de ağlar,belki hala unutamadığını görüp de onu ayıplamasınlar diye , belki de çok gururludur kimsenin yanında ağlayamaz...Hem bir insanı ağlatmak ne kadar kolay olabilir ki?, kim bilir o insanın yüreği nasıl yanmıştır.Hayatında bir sürü saçmalık,aksaklık,problem vardır.Hiç biri koymaz sevdiğinin gitmesi kadar,çünkü o yanında olsaydı herşeye dayanabileceğini bilirdi...