civciv beslemek

entry34 galeri
    1.
  1. çarşıda, pazarda satılan sarı sarı hayvancıkları gören kent çocuğunun betondan başka bir şey görmeyen gözlerinin hayvan sevgisine olan özleminin son bulduğu noktada, satıcıdan alınan civcivlerin evde özgürlüğüne kavuşmasıyla başlayan maceralar silsilesi.

    ilk önce bakkala gidilir ve karton kutu bulunur. işte civcivimizin kentleşme süreci.

    evde tahılgillerden ne bulunursa ikram edilir cömertçe bu hayvana; mercimek (yemiyo lan bunu), bulgur, pirinç... gözler pörtlek bir şekilde izlenir hangisini daha çok seviyor, hangisini görmemezlikten eliyor.

    en büyük problem civcivin durmadan ishal kıvamında sıçmasıdır. kartonu kokutur, evi kokutur. anne yavaştan yavaşa çığırdan çıkmaya başlamıştır.

    sağ elin işaret parmağına konuarak civciv, cinsiyet testine tabii tutulur. eli yukarı aşşağı yaparken kanatlarını açıyorsa horozdur(öyle mi oluyordu?). arkadaşlar arasında da bir övünç kaynağı olması beklenir horoz olması; ama pek de öyle sayılmaz. tavuk olması daha makbüldür, büyüyecek civciv, taze yumurta verecek çocuğa hey gidi hey.

    sokakta bulunan boş bir arsada arkadaşların civcivleriyle bir sürü gibi salıverme olayı vardır ki arsaya tam komedidir. arsanın etrafı sarılır, kedi gelip civcivi yemesin diye.
    ve uçan tehlike kargalar. kargalar gerçekten civciv yer mi?

    ama kısa sürede ölür can ciğer arkadaş. arsa da ufak bir mezar kazılır kızarmış gözlerle.

    evet ben bunu yaptım. arsalarda art arda 10 tane havuz yapıp en üsttekine işeyip, en alttakinin dolmasını beklerdik.

    her ne kadar iğrenç olsak da şu an için evinde counter oynayan veletten şanslıydık. kolumuza sümüğümüzü süre süre annemizden dayak yiyince ağlamayı da bilirdik. yaşanıyor muyum ne?
    18 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük