(#16050094)devamıdır.
Kapıyı sevgilisi açtı. Siyah eşofmanı, dar bir tişörtle bana hemen içeri gel diye bağırdı. Hakan nerede diye sordum fena halde merak etmeye başlamıştım. içeride diye neredeyse fısıldayarak cevap verdi. Telaşlanıyordum.
Hakanı görmemle hassiktir diye bağırmam bir oldu. Sağ gözü morarmış, dudağı yara olmuş, boynunda da tırnak izleri vardı. Bunların hepsini Melike yapmış olamaz diye düşündüm. En azından öyle umdum. Uyandırmadan önce sevgilisiyle konuşmam gerektiğini düşündüm.
-Nasıl oldu bunlar?
-Bilmiyorum ben böyle buldum.
-Nasıl oldu!
Ağlamaya başlamıştı. Ben de incittiğim için kızmıştım kendime. Sesi normalinden çok daha fazla titriyordu.
-O gün sen ve hakan ve kızın teki vardı. Siz sohbet ederken Hakan hep bana bakıyordu
-Anlaşılan sen de ona bakıyormuşsun.
-Sözümü kesme! Sonra siz kalktınız ama Hakan tek kalmıştı. Bira alıp yanıma geldi. Konuşmaya başladık. Sonra bize gelmek istedi. Tabi ki reddettim. Numaramı istedi, verdim. Gitti sonra.
Olayın geri kalanını tahmin etmek zor değildi. Hakan kalkıp Melikeye gitmişti. Adresi nereden bulmuştu diye düşünmeye başladım. Melikenin güzellik salonu vardı hemen üstünde de evi. Kartını vermişti Hakana. Sonra o sarhoşlukla Melikeye saldırdı. Melike de doğal olanı yaptı. Ama Melike o kadar güçlü yumruk atıp göz morartıp, dudak patlatacak bir kız değildi. Merakla:
-Gözüne ne oldu?
-Geldiğinde böyleydi ne bileyim ben! Korkuyorum..
Tek çözüm Hakanı uyandırmaktı. Uyumaktan daha çok sızmış gibiydi.
-Hakan!
-hıı (mırıldanıyordu)
-Hakan!!
-Özgün? Nerdeyim ben?
-Sevgilin olduğunu düşünen bir kızın evinde. Kalk biraz doğrul şöyle. Nasıl oldu bunlar?
Önce elini gözünün altına koydu, sonra bıçağın hafifçe ucu girmiş koluna. Boynunu gezdi parmakları sonra. O da bilmiyor gibiydi. Sevgilisiyle göz göze geldi. Çıkmasını rica etti ve bana döndü.
-O gün Melikeye gittim bardan sonra. Güzel gülümsüyordu ve çok güzel gelmişti o an bana. Önce bir şey demedim içeri girene kadar yani. Sonra kahve falan getirdi.
-Sonra da kıza dokundun
-Sen nereden biliyorsun!
-Devam et!
Gerilmiştik. Birbirimize girebilirdik. Yavaşça koluna baktım pek bir şey yoktu. Devam etti:
-işte biliyorsun sonra çıktım oradan. -küçümseyici bir bakış attı- Buna telefon ettim. Çok fazla konuşunca tamam gel dedi.
Bütün olay tam burada başlayacaktı hissediyordum. Neler döndüğünü merak ediyordum.