mümkün olabilir diye düşündüğüm şeydir. bir hayat, hatta hayatlar bu kadar mı güzel dramatize edilir, karakterler bu kadar mı gerçekçi olur, senaryo bu kadar mı çarpar adamı. bir büyük içsem böyle çarpılmam arkadaş.
filmi izlediğim zaman ayrı bir boyuta geçiyorum resmen. sanki o kolera sokaklarında kaldırıma çömelip sigara içen bir serseri gibi oluyorum birden. arabeske bağlıyorum, alkol almak istiyorum, duman kusmak istiyorum. böyle hayatlar varsa eğer diye hayata lanet ediyorum ve halime şükrediyorum.
istanbulda hatrı sayılır bir süre geçirmiş bir insan olarak diyebilirim ki istanbul daki alt tabakayı daha güzel anlatan, daha güçlü bir toplumsal mesaj verebilen film daha yoktur. olamaz da.
çok enteresan bir tespitim de şudur filmle ilgili. film istanbulda varlığı kabul edilmek istenmeyen, hor görülen kenar mahalle kültürünü öyle bir şokla kabul ettirmiştir ki, o sokakta görsek uzağından geçeceğimiz insanların ucuz bulduğumuz yaşantılarını öyle bir gözümüze sokmuştur ki, aha işte filmden nerdeyse 20 yıl sonra bile hayranlığımı belirtiyorum burdan. helal olsun.