atatürk ün 800 bin tl maaş alması

entry87 galeri
    72.
  1. M. Kemal Atatürk, "vekil maaşları öğretmen maaşlarını geçmesin" dedi yalanı (Kelimesi Kelimesine KAYNAK mevcut)

    M. Kemal Atatürk'ün milletvekilliği rozeti !! Rozetin alt kısmı "altın" üst kısmı kırmızı minelidir. Mine üzerine altından ayyıldız motifi ve "T.C." , "T.B.M.M." harfleri işlenmiştir.[1] O dönem Öğretmen rozetleri, şayet varsa; tahtadan keriz motifli olsa gerek.

    ***

    Yalan üstüne yalan; Milleti sloganlarla aldatıyorlar.

    Iddia şöyle:

    "Paşam vekil maaşlarını düzenleyeceğiz ne kadar verelim?"
    Mustafa Kemal Atatürk: "Öğretmen maaşlarını geçmesin."
    ***

    Milletvekili Maaşları

    Nasılda nefsi okşuyor değil mi? Karizmatik, eğitime önem veren aydın bir adam portresi ile karşı karşıyayız. Bakalım gerçekten öyle mi?

    Tabiki bu söz yalandır çünkü o dönem, Meclis;in iç hukuku, ihtiyaçları, donanımı, ödenekleri kapsamında verilen 33 kanun teklifinden 22sinin doğrudan Meclis ve milletvekilerinin ödenekleri ile ilgili olduğu Meclis tutanaklarında görülmektedir. TBMM'ye ödenek verilmesine dair 339 Sayılı Kanun, ilginç bir şekilde müzakere yapılmadan çıkarılmış ve Kanunla, Meclise 682.400 lira ek ödenek aktarılmıştır.[2]

    Bilindiği gibi M. Kemal Atatürk birinci Meclise darbe yapmıştır Ardından kendi seçtiği vekillerden oluşan ikinci Meclis göreve başladıktan kısa bir süre sonra ne yaptı biliyor musunuz? 23 Şubat 1924 tarih ve 421 Sayılı Kanun ile 2.400 lira olan yıllık ödenekleri 3.600 liraya yükseltti.[3]

    Yetmedi !!

    M. Kemal Atatürk'ün Meclisi, 15 Mayıs 1930 tarihinde 1613 Sayılı Büyük Millet Meclis Azasının Tahsisat (Ödenek) ve Harcırahları Hakkındaki Kanunu kabul ederek, milletvekilleriyle ilgili düzenlemeleri tekrar ele almıştır. Bu Kanunla milletvekillerinin yıllık ücretleri "6000 liraya" çıkarılmıştır.[4]

    Yetmedi !!

    Aynı Kanunla milletvekillerine ve ailelerine her seçim dönemleri için 125 lira azimet ve avdet harcırahı (gidiş-geliş harcırahı) verilmesi kararlaştırılmıştır.[5]

    1924'te bir Reşat altının fiyatı 5.3 lira idi. Memur maaşının 2.5 katından fazla tutarındaki aylık ödenekleri katmazsanız sadece yıllık maaşla 680 Reşat altını alınabiliyordu. Yani bugünkü rakamla 435 bin 200 lira.

    ***

    M. Kemal Atatürk'ün Maaşı

    M. Kemal Atatürk'ün maaşına hiç girmeyelim isterseniz, çünkü kemalistlerin "anti kemalist" olma ihtimali yükselir. Bizim yazmamız halinde kemalistler zaten inanmayacaklardır. Bu yüzden sadece Atatürkçü Can Dündar'ın bu konuda yazdıklarını aynen alıntılıyoruz:

    2000'de bir belgesel çalışması için Türkiye iş Bankası arşivine girmiştim. Bankanın Ankara Etlik'teki arşivinde Atatürk'ün cumhuriyetin ilk döneminde kullandığı hesap defterini bulmuştuk.
    "2" nolu bu hesap cüzdanında Ata'nın hesap dökümü vardı.
    Köşk'teki ilk maaşı 5 bin lira idi.
    Cumhurbaşkanı ayrıca 7 bin lira da "fevkalade tahsisat" alıyordu. Toplam maaşı 12 bin lirayı buluyordu.
    1927'de çıkarılan bir kanunla bu maaşa 2 bin 480 lira "pahalılık zammı" yapıldı. Böylece maaş 15 bin liraya yaklaştı.[6]

    15 BIN LIRA !!!

    ***

    Gelelim Öğretmen Maaşlarına;

    M. Kemal'in güya çok değer verdiği öğretmenlere 1923 yılı içerisinde bazı bölgelerde maaşları dahi verilmemiştir. Örneğin Antalya ve Kayseri'de.

    Kayseri Milletvekili Ahmed Hilmi Bey öğretmenlerin maaşlarının hamiyetli tüccarların bir araya gelerek topladığı 2.000 liradan ödendiğini iddia etmiştir.[7] Bu görüşe katılan Mazhar Müfid Bey mealen; Kayseri öğretmenleri bankaya müracaat ettikleri vakit bankanın kapısına bir kağıt yapıştırıyorlar: Burada öğretmenlerin parası yoktur, müracaat etmeyiniz.deniyor. Özetle öğretmenlerin maaşları verilmiyor” sözleriyle, bu durumu doğrulamıştır.[8]

    25 Temmuz 1931 yılında kabul edilen 1880 Sayılı Kanunun birinci Maddesine göre öğretmen maaşlarının en fazla 150 lira olduğu görülüyor.[9] Bazı öğretmenler 90 lira maaş alıyordu. (Öğretmen maaşları derece ve kademeye göre değiştiği için net rakamlar veremiyoruz. Biz en iyimser rakamı verdik.)

    M. Kemal'in "Hâkimiyet-i Milliye isimli gazetesinin 27 Haziran 1929 tarihli haberine bakalım: 1929 yılı itibariyle bir ilk mektep öğretmeni vazifesine 1.500 kuruşla başlıyor." [10] Yani, Vekil maaşları 6000 lira, Öğretmen maaşları ise azami 150 lira.

    ***

    Yabancı Uzmanların Raporları

    Nitekim Türkiye'ye gelen yabancı uzmanlar, öğretmenlerin maaşlarının çok az olduğunu raporlarında belirtmişlerdir. Bu uzmanlardan yalnızca ikisinin raporundaki ilgili bölüme yer vereceğiz.

    1- ALFRED KÜHNE: Mesleki Terbiyenin Inkişafına (Mesleki Eğitimin Gelişimine) Dair Rapor

    Alman Dr. Kühne, 1925 yılında Türkiye'ye gelmiştir.[11]

    Dr. Kühne raporunda öğretmen maaşlarının az olmasını "büyük bir tehlike" olarak görmüş ve yaşam koşulları ile öğretmen ücretleri arasında denge kurulmasını önermiştir.[12]

    Dr. Kühne'nin raporunda devamla şöyle denilmektedir:

    "Yıllarca tahsil gören öğretmen bir çıraktan dahi daha az para kazanıyor. Öğretmenlerin kendilerini gereği gibi mesleklerine verebilmeleri maaşlarının arttırılması ile gerçekleştirilebilir.[13]

    ***

    2- BERYL PARKER: Türkiye'de Ilk Tahsil Hakkında Rapor

    Amerikalı eğitimci Prof. Dr. B. Parker'in 1934 yılında hazırlanan raporu, 1939 yılında I. Milli Eğitim Şurası dokümanı olarak Bakanlıkça yayınlanmıştır.[14]

    Parker'in raporunda şöyle yazmaktadır:

    "Görev yapan öğretmenlerin maaşları çok azdır. Maaşlardan tasarruf yapılmaya çalışılması oldukça hatalıdır."[15]

    ***

    1930'larda Öğretmenlerin Şikayetleri

    Öğretmenler temel gereksinimlerini karşılamakta bile zorlanmakta, kitap-dergi gibi edebi, mesleki gelişimlerini sağlayacak yayınları edinememekte, borç harç içinde yaşamaktadırlar.[16]

    Öğretmenlerin maaşları azdır. Terfilerine ilişkin karışıklığın yol açtığı ekonomik kayıplarla beraber, ilk ve orta tedrisat öğretmenleri arasında büyük maaş uçurumları bulunmaktadır.[17] Üstelik Il Özel Idareleri'nce ödenen maaşları sık sık gecikmekte, bu da öğretmenleri zor duruma sokmaktadır. Muallimler Mecmuası'ndan öğrendiğimize göre 1931'de Istanbul'da ilk mektep öğretmenleri arasında 225 veremli tespit edilmiştir.[18] Ayrıca "umumi zafiyetler dolayısıyla sık sık muallimleri hasta olmayan hemen hemen bir tek mektep yok gibidir". 1935'te Istanbul'da 1757 ilk mektep muallimi olduğu düşünülürse bu tespitin hiç de abartma olmadığı ortadadır.

    1935'te Muallimler Mecmuası'nda çıkan bir yazı öğretmenlerin içinde bulundukları ekonomik koşulların kendilerinden beklenen toplumsal ve kültürel öncülük misyonunu ne derece olanaklı kıldığına dikkat çekmesi açısından önemlidir:

    "Muallim maaş alamaz. Maaşını muntazam almayan muallim muntazam yaşayamaz, neşeli olamaz, vazifesine istenildiği kadar bağlı kalamaz. Halbuki muallim yalnız okuyan ve söyleyen, okutan ve dinleyen bir adam değil, aynı zamanda nasıl yaşanması lâzım geldiğini göstermekle mükellef bir örnektir."[19]

    Yine başka bir öğretmen şöyle sormaktadır: "Bugün meslekte ekseriyeti 42-46 lira alan muallimler teşkil ediyor. Bu para muallimin eline geçen paradır. 42 lira ile ev kirası veren, karnını doyuran, hatta annesine, kardeşlerine bakmak mecburiyetinde olan muallimler vardır. Aynı zamanda, temiz giyinmek zaruretinde olan muallim elbise için ne kadar ayırabilir? Hangi kitabı okuyabilir? Hangi mecmuayı takip edebilir?[20] Içinde bulundukları kötü ekonomik koşullar dolayısıyla pek çok öğretmenin emekliliklerini beklemeden istifa ettiklerini, pek çoğunun da başka memuriyetlere başvurduklarını biliyoruz.

    CHP'nin Tek Parti yönetimi boyunca, öğretmenlere maddi bir tatmin sağlanmadığı gibi, siyasal bakımdan da ceşitli baskılar yapılmıştır.[21] Özellikle, 1932′de M. Kemal Atatürk'ün emriyle Halk Evleri kurulduktan sonra, binlerce öğretmen bu örgütlere kaydolarak etkin bir rol oynamaya zorlanmışlardır.[22]

    Daha fazla söze gerek yok sanırım.

    **********

    KAYNAKLAR:

    [1] Anıtkabir Atatürk Müzesi Kataloğu, Anıtkabir Komutanlığı 1994, Env. No. : 964/1527. ISBN: 975-95835-0-X.

    [2] TBMM Z.C., Dönem: 2, C. 1, sayfa 98,99. (Meclis tutanakları)

    [3] TBMM Z.C., Dönem: 2, C. 6, sayfa 204. (Meclis tutanakları)

    [4] Düstur, Üçüncü Tertip, C. 11, Başvekalet Matbaası, Ankara, 1930, sayfa 397. (Kanun)

    [5] Düstur, Üçüncü Tertip, C. 11, Başvekalet Matbaası, Ankara, 1930, sayfa 397.

    [6] Can Dündar, Milliyet gazetesi, 22 Ekim 2006.

    [7] TBMM Z.C., Dönem: 2, C. 3, sayfa 349. (Meclis tutanakları)

    [8] TBMM Z.C., Dönem: 2, C. 3, sayfa 349-351. (Meclis tutanakları)

    [9] Resmî Gazete'de yayınlandı: 03.08.1931, Sayı: 1863.

    [10] Maarif, Hâkimiyet-i Milliye, 27 Haziran 1929, sayfa 8.

    [11] Ülker Akkutay, Milli Eğitimde Yabancı Uzman Raporları , Atatürk Dönemi, Avni Akyol Kültür ve Eğitim Vakfı, Ankara, 1996, sayfa 33.

    [12] Ismail Aydın, Dünden Bugüne Öğretmenler (1965-2005), Eğitim Sen Yayınları Araştırma Dizisi 2, Volkan Matbaacılık, Ankara, 1999.

    [13] Ilhan Başgöz, Türkiye'nin Egitim Çıkmazı ve Atatürk, Pan Yayıncılık, Istanbul, 2005, sayfa 134,135.

    [14] Cavit Binbaşıoğlu, Cumhuriyet Dönemi Eğitim Bilimleri, Tekışık Yayıncılık, Ankara, 1999, sayfa 161.

    Ayrıca bakınız; Mustafa Şahin, Türkiye'de Öğretmen Yetiştirme Uygulamalarında Yabancı Uzmanların Yeri, Dokuz Eylül Üniversitesi, Atatürk Ilkeleri ve Inkılâp Tarihi Enstitüsü, Izmir, 1996, sayfa 108.

    [15] Rapor için bakınız; Berly Parker, Türkiye'de Ilk Tahsil Hakkında Rapor, Maarif Vekilliği Devlet Basımevi, Istanbul, 1939.

    [16] "Dilekler ve Şikayetler," Muallimler Mecmuası, cild 8, no.3 (1930), 206-7.

    Ayrıca bakınız; "Yasa Geciktirilemez," Muallim Sesi, cild 5, no.10, (1935), 21.

    [17] "CHP Kurultayından Beklediklerimiz," Muallim Sesi, cild 5, no.17 (1935), 129-130.

    [18] "Tekaütlük ve Hasta Muallimler," Muallimler Mecmuası, cild 10, no.28-30 (1933), 292.

    [19] M. Ş. Erkson, Muallimler Mecmuası, cild 12, no.38-39 (1935), 189.

    [20] F. Osman, "Muallimlerin Mesken Bedelleri," Muallimler Mecmuası, cild 12, no.38-39 (1935), 208.

    [21] Bazı ilginç örnekler için bakınız; Yahya Akyüz, Türkiye'de Öğretmenlerin Toplumsal Değişmedeki Etkileri, Doğan Basımevi, Ankara 1978, sayfa 233.

    [22] Yahya Akyüz, Türkiye'de Öğretmenlerin Toplumsal Değişmedeki Etkileri, Doğan Basımevi, Ankara 1978, sayfa 270, 271.
    0 ...